Bir şehirde ikamet etmek ile yaşamak arasında fark olduğuna inanırım. Bir gün bir kitap yazarsam düşündüğüm kitap isimlerinden biri “Ben bu şehirde yaşadım” olacaktır. Yaşamak düşünmektir, düşünmeyi eyleme dönüştürmektir, not almaktır, not düşmektir. İçinde bulunduğun doğal çevre ve toplum ile ilgili hayaller kurmaktır. Ne demek istediğimi bir örnekle somutlaştırmak istiyorum.
İzmir’den Aydın’a kadar yapılan otoyol yıllardır Denizli’ye uzatılmayı bekliyor. Denizli Aydın arası gerek araç yoğunluğu, gerekse yerleşim yoğunluğu bakımından tıkanmış durumda. Aldığımız haberlere göre, söz konusu otoyolun yapımı ile ilgili çalışmalar hızlanmış durumda. Bu yol İzmir-Antalya otoyolu olarak planlanıyor ve şimdiki hali ile Yenipazar-Buharkent-Sarayköy-Kocabaş-Çardak-Bucak güzergahını takip edecek.
Bu yolun yapımında bir gecikme söz konusu. Özellikle tarım arazilerinin heba edilme riski ve bununla bağlantılı olarak istimlak bedellerinin oldukça yüklü olması duyduğumuz gecikme nedenlerinden biri. Bildiğim kadarı ile istimlak bedellerinden kurtulmak için tünel uygulaması başvurulabilen bir yöntem. Bu otoyol İzmir’den Denizli’ye kadar olan kısmında olduğu gibi, Menderes vadisinin kuzey ve güneyindeki tepelerin eteklerine yaslanacaktır. Bu güzergahta hatırı sayılır miktarda zeytin ağacının telef olması söz konusu. Sarayköy’e gelen otoyol Denizli ovasının ortasından geçmek zorunda gibi. Zira ovanın güneyindeki yamaçlarda Denizli, kuzeyindeki yamaçta Pamukkale var. Sonuç olarak yol yer üstünden geçerse sulanabilir tarım arazilerinin ziyan edilmesi kaçınılmaz. O halde alternatif güzergahlar üzerinde de düşünmek lazım. Örneğin10
122990
Sarayköy-Buldan arasından geçerek bir viyadük ile Çökelez dağının eteklerine yönlendirilen yol, bir tünele sokularak, Baklan-Çivril ovasını çevreleyen tepelerin yamaçlarından Çardak veya Dinar’a ulaştırılabilir. Sarayköy’e, Pamukkale’ye ve Kaklık’a, dolayısı ile Denizli’ye uygun yerlerden bağlantı yolları verilir. Böylece Denizli ovasındaki tarım arazileri korunmuş olur. Üstelik bu yol kısa bir bağlantı ile Uşak üzerinden geçen İzmir-Ankara otoyoluna bağlanarak Denizli-Ankara otoyolu niteliği de kazanır.
Denizli, ova tarafından bir çevre yolu ile çevrelendi. Bu çevre yolundan Denizli’ye, Karaburun’dan bağlantı yolu yapılıyor. Böylece bu yol, sadece çevre yolu olmaktan çıkacak, Denizli’ye ulaşmanın alternatif bir yolu olacak. Şimdi de Honaz dağının eteklerinden bir tünelle ikinci bir çevre yolu yapılıyor. Aynı mantıkla, bu yeni çevre yolundan Denizli’ye, Ovacık civarından bağlanan bir bağlantı yolu düşünülüyordur herhalde.
Konuyu hazır yoldan açmışken devam edeyim. Askeri geçiş yolunun üstündeki Gerzele mahallesinde nüfus yoğunluğu hızla artmakta. Sabahları tek ışıkta ana yola dahil olmak mümkün değil. Bu mahallenin şehir merkezine giden trafiği domuz deresinin kenarından askeri geçiş yoluna dahil edilebilir. Aynı şekilde Çamlık istikametinden gelen trafik halihazırda var olan üst geçit köprü yolu ile Gerzele mahallesine ulaştırılabilir.
Yol bizim insanımız için medeniyet demektir. Ulaşabilir ve ulaşılabilir olmak dünyanın her nimetinden faydalanabilme imkanı sağlar. Ancak, yol uğruna fedakarlık yapmanın devri kapanmış olmalı artık. Hem duble yollar başta olmak üzere yeterince ulaşım imkanımız var, hem de teknoloji bize alternatif çözümler sunmakta…
Bu haber 1819 defa okunmuştur.
