Prof.Dr.Bülent TOPUZ

ANASAYFA ARAMA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORMU

ARAMA


Gelişmiş Arama

YENİ EKLENENLER

İSTATİSTİKLER

13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 4075762 defa okunmuş, 1145 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır.

Pamukkale'den Sökülen Uzay Çatılara Yer Buldum! (26.12.2011)

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

26.Aralık.2011, 10:57

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

PAMUKKALE’DEN SÖKÜLEN UZAY ÇATILARA YER BULDUM!
“…Mimari yapılar sırf şuraya bir şeyler dikelim diye yapılmaz. İllaki bir fonksiyonu vardır. Bu uzay çatıların gölge amaçlı yapıldığı muhakkak. Yani Pamukkale’nin girişinde insanların gölgeye ihtiyacı olacağı düşünülmüş. Bu ihtiyaç zaman içinde ortadan kalkmış olamaz. Belli ki aynı ihtiyacı görecek farklı bir yapı düşünülüyor. Ben de düşünüyorum ama, ören yerinin dokusuna uyacak bir şeyleri kafamda tam oturtamıyorum. Çatı direklerini mermer yapıyorum, yükseklik fazla ve maliyeti yüksek olur. Mermer görünümlü beton yapsak soğuk durur. Ağaç bir çözüm olabilir. Ne de olsa doğal malzeme. Peki çatıyı neyle kaplayacağız. Şingıl yaparsanız, mevcut çatı neden sökülüyor diye sorarım. Kiremit doğal olur. Şimdi gözümüzün önüne yüksek direklerin üzerinde kiremit çatı getirelim. Duvarsız olan bu yapıyı antik kent mimarisinin neresi ile bütünleştireceğiz. Benim kafama yatmadı. Antik dönemin sokağa uzanan çatıları dükkanların üst hizasından başlıyor ve kaldırım sonunda bir sütun ile sonlanıyordu. Bu mimariyi taklit etmek estetik açıdan iyi olabilir. Yalnız bu durumda mevcut dükkanların çatısı direk güneş ışınına maruz kalacaktır ve soğutma maliyeti ortaya çıkacaktır.
Yüksek sesle düşünmeyi burada sonlandıralım.  Uzay çatılar yıkılmasın demiyorum. Yıkmadan önce son bir kez düşünelim. Bizim, önce yıkıp sonra düşünmek gibi bir alışkanlığımız var da, ona kaygılanıyorum.” Diyerek bitirmişim “uzay çatılar sökülmeli mi?” başlıklı 11 Temmuz 2011 yazımı.
Geçtiğimiz günlerde uzay çatılar söküldü. Manşetlere bakarsak Pamukkale bir ucubeden kurtulmuş oldu.  Haberin ayrıntısına bakarsak dükkan sahipleri şaşkın durumda imiş. Pamukkale’nin antik kentine uygun yeni bir mimari yapının ortaya konulacak olması onların şu andaki problemini çözmüyor. Yine haberin ayrıntısından devam edecek olursak, henüz yeni yapı için yapılmış bir çalışma ve alınmış bir karar yok. Yani benim kaygılandığım konuya geldik dayandık. Önce yıktık sonra düşünmeye başladık gibi görünüyor. Bu durumda Aralık 2011 tarihini bir milat olarak kenara not edeceğiz ve bekleyeceğiz.
Yıkım işi ile devam edelim. Önce garajı yıktık ve EGS parka taşındık. Sonra yeni garaj için ihale yaptık. Bir iki defa teklifsiz ve sorunlu olan bu ihaleler nihayet içinde bulunduğuz ayda kesinleşti ve biz de rahat bir nefes aldık. Bu arada bir yıl süre ile yıkılan garaj görüntüsü hem bu şehre yakışmadı, hem de spekülasyonlara zemin hazırladı. Basit bir şekilde yapım ihalesini kazanan firma yıkım işini de yapamaz mıydı? Böylece kesintisiz bir süreç yaşanırdı diye düşünüyorum.
Eskiyen ve miadı dolan her şeyi bir kenara koyup bir gün kullanılma ihtimalini kendi içinde hep besleyen bir ruh dünyasının içinde yetişmiş bir nesildenim. Eminim sökülen uzay çatı malzemeleri de “bir gün kullanılır” düşüncesi ile bir yere istiflenmiştir. Orada çürümeye terk edilmiş olmaları bir gün kullanılabilir ihtimalini asla geçersiz kılmaz. Nacizane, ben uzay çatı için bir yer buldum. Onu Pamukkale Üniversitesi’nin giriş kapısına kuralım. Böylece kuruluşunun yirminci yılını kutlamaya hazırlandığımız üniversitemiz yirmi yıl sonra bir kapıya kavuşmuş olur. Dahası üniversitemiz Devlet Tiyatrosu’nun yanındaki kampus olmaktan kurtulur. Bizim üniversitemize o çatı yakışmaz” diyenlerinizi duyar gibi oldum. Ne yapayım bir taşla iki kuş vurayım diye düşünmüştüm. “Bu taşla ancak karga düşer” mi dediniz. Yani her kuşun eti yenmez diyorsunuz.

Üniversitemizin 20. kuruluş yıl yıldönümü nedeniyle kampüsteki yeni hastanede bir yemek düzenlendi. Üniversitemizi şehir ile buluşturan ve kaynaştırmayı amaçlayan bu güzel düşünce için Rektör Hüseyin Bağcı’ya teşekkürler. Başta hayırsever iş adamı Ahmet Kundak olmak üzere şehrin üniversite için çırpınanlarından nostaljik bir anılar demeti dinlemek çok hoştu. İleriye dönük beklentilerin dillendirilmesi güzeldi. En somut tespitleri yapan ve bu tespitlere dayalı hedef koyarak konuşmacılar arasında fark yaratan ise Belediye Başkanımız Osman Zolan oldu. Üniversitenin yatırımlarını sadece Denizli’yi düşünerek değil, bölgeyi düşünerek planlaması gerektiği, cumhuriyetin yüzüncü yılı olan 2023’te, dünyada ilk 500 üniversite içinde olma iddiasının olması gerektiğini ondan diledik.

Bu haber 5067 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
YOLLAR VE ÖNCELİKLER (11 Eylül 2017)22.Nisan.2019

ANKET

Sizce bu sitenin insanlara faydası var mı?






Tüm Anketler

ÖNEMLİ LİNKLER

GALERİ

KBB

www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::..
RSS Kaynağı | Editörlük Başvurusu