Prof.Dr.Bülent TOPUZ

ANASAYFA ARAMA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORMU

ARAMA


Gelişmiş Arama

YENİ EKLENENLER

İSTATİSTİKLER

13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 3929102 defa okunmuş, 1144 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır.

ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ (2 Ocak 2013)

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

02.Ocak.2013, 00:40

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

 

Bundan en az altı yıl önce idi. Pamukkale üniversitesinde yapılan ulusal toplantıların birinin sosyal programı kapsamında il dışından gelen konuklarımızı Menderes Tekstil’e götürdük. Menderes Tekstil pamuğun iplik olarak girip, kullanıma hazır havlu/nevresim olarak çıktığı entegre bir tesis. Denizli’nin ve Türkiye’nin önemli tesislerinden biri. Dünya çapında çok bilindik ve önemli markalara fason imalat yapıyorlar. Bize rehberlik eden Ali Atlamaz bünyelerindeki laboratuarı gururla gezdirmişti. Denizli’nin en donanımlısı, en iyisi imiş, bir benzeri yokmuş. O zamandan beri aklım orada takılı kalmıştır. 40 metrekare kadar bir oda düşünün, duvar diplerine tezgahlar yerleştirilmiş, tezgahların üzerine beş civarında cihaz. Daha çok kimyasalların hazırlanması ve analizi için kullanılıyor olmalı. Benim gibi; odalar dolusu, üst üste aletler görmeye alışık olan bir tıp mensubu için zayıf bir görüntü. Bir taraftan görüntü aldatmasın diye düşünürken, diğer taraftan da, bu Denizli’de tek ve en iyi ise üniversitenin bundan niye haberi yok? Yok, hayır üniversitenin ki bundan daha iyi ise Menderes Tekstil’in ondan niye haberi yok? Ve hatta Denizli’de bu derece gelişmiş iki laboratuara ihtiyaç var mı? diye düşündüm.

O gün kendi kendime dedim ki; üniversite sanayi işbirliği bize uzak bir kavram. Geçen yıllar bu görüşümü hep perçinleyen bir seyir izledi. Ne zaman bu ilde sanayiciler bir toplantı yapsa, bilim adamları rağbet göstermedi; ne zaman bilim adamları bir toplantı yapsa, sanayiciler rağbet göstermedi. Sanayici fason iş yapmanın garantisini ve konforunu yaşamayı tercih ederken; deniz bitecek diyenlere adeta görmeden inanmam der gibiydi. Bilim adamı ise bir fazla öğrenci, bir fazla ders ve ders ücreti derdinde idi. Geldiğimiz noktada sanayici için deniz çoktan tükendi, bilim adamı için ise tükenmek üzere. Bilim adamı kısmını biraz açalım. On yıl içinde bir taraftan açılan yeni üniversitelerin etkisi, diğer taraftan nüfus artış hızının azalması ve nihayet üniversiteden her mezunun iş bulamadığının görülmesi; üniversitelerin önündeki talep baskısını ortadan kaldıracak. İşte o gün geldiğinde öğrenciler seçici davranacaklar. O gün geldiğinde ancak o güne hazırlık yapmış üniversiteler seçkin öğrencileri alabilecekler. Şehirlerinin cazibesini üniversitelere yönelik zanneden bazı üniversiteler üzülecekler.

Üniversite sanayi işbirliği biz istedik diye hemen olamayacağı gibi, ilanihaye olmayacak da değildir. Türkiye de iki kritik eşiğin aşılması ile birlikte üniversite sanayi işbirliğini kotaran ve varlığını bu işbirliği ile devam ettiren üniversiteler olacaktır. Bu kritik eşiklerden birincisi 100. yıldır. Bir ülke eğitim sisteminde yaptığı değişikliğin özgün sonuçlarını yüz yıl sonra görür. İlk yıllar çeviri ve yapılanı/bilineni tekrar/taklit üzerine kurulu bir yeterlik/hazırlık ile geçer. Bilgi birikimi yüzüncü yıl civarında özgün eserlere dönüşür. 1924 yılında çıkarılan eğitim birliği kanununu bir milat olarak alırsak, yüzüncü yıla doğru varıyoruz. Gerçekten bu yüz yılın hakkını verip veremediğimiz, yıllık yayın sayısının 25 bini geçmesi ile ortaya konur ki, bu sayı şimdi 27 binin civarında.

Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin çeşitli illerinde üniversite-sanayi işbirliği panelleri yapıldı. Bunlardan biri de Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı İl Temsilciliği, Teknopark,  TÜBİTAK, KOSGEB, GEKA temsilcilerinin katılımı ile PAÜ’de, gerçekleştirildi. Diğerlerinden farklı olarak, bizim panelin moderatörü bu konuya ne kadar önem verdiğini göstermek istercesine bir rektör idi. PAÜ rektörü Prof Dr Hüseyin Bağcı, panelin açılış konuşmasında bu konuya ne kadar gönül verdiğini, gayret sarf ettiğini, umudunu, beklentilerini ifade eden bir konuşma yaptı. Bu panel benim kırılan umutlarımı yeniden yeşertti. Bu arada panelin en geniş katılımcı grubu Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü öğretim üyeleri idi. Bunda, fizik bölümünün bu yıl kaydedebildiği on civarında öğrenci ile eğitim öğretim fonksiyonlarını kaybediyor olmasının etkisi olsa gerek.

Rektör bey konuşmasında benim geçen yıl yazdığım bir köşe yazısına atıfta bulunmasın mı? Hatta, yanında olsa idi o yazıyı hazurun ile paylaşmaktan memnun olacağını da ifade etti. Halbuki o yazıyı yazdığım günlerde, bana öfkelendiğini duymuştum. Bugün anladım ki hoca bana öfkelenmemiş, ya da öfkelendi ise bile lafın ne dediğine de bakma ihtiyacı hissetmiş olmalı. Malum, ben dahil biz, lafın ne dediğine değil de, kimin dediğine bakarız ya. 

Merak edenler “Galiba Bu İş Olmayacak Denizli Ege Haberleri” cümlesini internette arayarak önceki yazımı bulabilirler.

Bu haber 3253 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
YOLLAR VE ÖNCELİKLER (11 Eylül 2017)22.Nisan.2019

ANKET

Sizce bu sitenin insanlara faydası var mı?






Tüm Anketler

ÖNEMLİ LİNKLER

GALERİ

KBB

www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::..
RSS Kaynağı | Editörlük Başvurusu