Hac ibadeti hali vakti yerinde olan her müslümana farz olduğundan dolayı hep aklımda olmuştur. Amerika’dan Kore’ye, Yemen’den Danimarka’ya, dünyanın dört bir tarafına çeşitli nedenlerle gidip, Mekke ve Medine’yi kenarda bırakmak, uzak durmak içimde bir rahatsızlı nedeni idi.
25 Eylül Çarşamba günü Denizli’yi geride bırakarak hac yolculuğuna çıkıyorum. Hac yolcularının geride kalanlarla vedalaşması ve helallik istemesi adettendir. Neden acaba?
Gerek öğrenciliğimde gerekse çalışma hayatımda yurt içi yurt dışı çok mekan değiştirdim. Mutlaka helallik istediğim de oldu. Ancak hiç birinde bunun bir ihtiyaç halinde tebaruz ettiğine şahit değişim.“Gidip de dönmemek var” denir ya o minval üzre olmalı. Bu düşünceden hareketle askere gidenlerin, gurbete gidenlerin de helallik istediklerini söyleyebiliriz.
Eski hac yolculuklarını düşünsenize; karayolu ile günlerce gideceksiniz, hijyen koşulları sıkıntılı, şimdi olduğu gibi bazı hastalıklardan korunmak için aşılama yok ve nihayet yaşlısınız. Yani yolun sonuna yakınsınız. Bizim insanımızın geleneğinde hacca yaşlanınca gitmek var. Önce maddi olarak rahatlama beklentisi, oğlan kız çıkarma telaşı derken yaş yerini buluyor. Yolculuk ve koşulların çetin olduğu bu koşullarda helallik tabii ki istenir. Bir de hacca gidenlerin günahlarının sıfırlandığı inanışı vardır bizde. Sıfırın üzerine ilave etmemek gerekir. Bu nedenle ilave etmeyecek bir yaşa gelmek de beklenir adeta. Hiçbir kaçamağı olmayanı bile, erkenden tövbe etmekten kaçınır gibidir.
Şimdiki dünya ise pek kolay. Yol ve yolculuk bazılarımız için hayatın bir parçası. Hacca gidenlerin hac sonrasına bazı planlar yaptıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Demek ki hac vedası ve helalliği gidip de dönmemenin ötesinde bir anlam taşıyor. Gerçekten günahlardan arınıp yeni bir başlangıç yapabilmek için kul hakkının da olmaması gerekir.
Hasılı kelam sizlerden helallik istiyorum. Benden yana helal olsun. Allah (cc) gönlünde bu ibadet yatan herkese nasip etsin…