Pamukkale Üniversitesi işletme kulübünün düzenlemiş olduğu “İş Dünyasında Hedef, Girişimcilik ve Liderlik” konulu toplantının açılışı için toplantı salonuna doğru ilerlediğimde stantlarla karşılaşıyorum. Bunlardan biri bu toplantının ana sponsoru olan AYSİAD’ın standı. Standa oturan Erol Akça yeni yazdığı “Hayal’den Holding’e” isimli kitabını imzalıyor. Kitabı, ikinci müşteri olarak alıyorum. Müşteri diyorum, çünkü hediye zannettiğim kitap için benden bedel istenince, Erol Akça’nın neden başarılı bir iş adamı olduğunu anlıyorum. Bilgi para eder denir ya, o cinsten, şimdi bu kitabın içinde bilgi var ve bu bilgi bir bedel karşılında veriliyor.
Kitabın kapağında Erol Akça’nın profil resmi var. Başarılı bir iş adamının, başarılı olmanın verdiği özgüveni ve dengede bir duruşu ifade eden bir profil resmi. Sizce bu kapağın altında ne vardır? Durun ben sizin yerinize cevaplayım. Akça Holding’in başarılı yönetim kurulu üyesi Erol Akça’nın hayat hikayesi içine yedirilmiş bir başarı öyküsü olabilir. Doğrudan Akça Holding’in ortaya çıkış öyküsü de olabilir. Annesi Hanımağa’yı yakından tanımak merakı ile kitabı okumaya başlıyorum. Bırakın Hanımağa’yı, Erol Bey’in hayat hikayesine dair tek bir satır yok. Önüne arkasına bakıyorum, yazara ait bir özgeçmiş de bulamıyorum. Neyse, okumaya devam ediyorum.
Baştan sona teorik bir anlatım ile karşı karşıya buluyorum kendimi. Ders kitabı gibi. Ders kitaplarını genellikle öğretim üyesi titri bulunanlar yazar, ama işte Erol Akça yazmış dört başı mamur bir ders kitabı. İçinde başarıya giden yol konusunda yok yok. Kitaptaki teorik bilgilerin çeşitliliği ve derinliği beni şaşırtıyor. Kitabın arka kapağındaki kısa açıklamadan öğrendiğimiz kadarı ile bu bilgilerin kaynağı, Akça’nın okuduğu kitaplar, katıldığı seminerler ve bu seminerlerde aldığı notların, iş hayatındaki tecrübelerin süzgecinden geçirilmesine dayalı.
Aile şirketlerinin kurumsallaşma çabalarının bir parçası olarak profesyonel yönetici ve eğiticilerden eğitim almaları, yerel ve ulusal çapta seminerlere ve kurslara katılmaları sıkça rastladığımız bir durum. Anladığım kadarı ile Akça bu katılımlarında notlar almış. Sonra bunları bir araya getirerek bu kitabı ortaya çıkarmış. Öncelikle bu emeğe saygı duyuyorum. Eğiticiler ne anlatırsa anlatsın, konu dinleyicinin aldığı ve tanımladığı kadardır. Bir geri bildirim niteliğindeki bu kitabı yönetim organizasyon alanında eğitmenlik yapanların mutlaka okuması gerekir. İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’ndeki öğretim üyeleri tarafından da mutlaka incelenmeli.
Kitabı ve çabayı sevdim. Bu duygumda, PAÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde, Yönetim Organizasyon üzerine almış olduğum derslerle ve bu derslerin yönetim tecrübeme olan katkısı ile örtüşme görmemin etkisi olabilir.
Erol Akça’yı tekrar ve içtenlikle tebrik ediyorum. Onun sözü ile bitirelim; “Hayalleri olanlar asla uyumazlar”