Prof.Dr.Bülent TOPUZ

ANASAYFA ARAMA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORMU

ARAMA


Gelişmiş Arama

YENİ EKLENENLER

İSTATİSTİKLER

13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 4076014 defa okunmuş, 1145 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır.

ÖZDEMİR ERDOĞAN İLE NOSTALJİ (08 Şubat 2016)

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

12.Şubat.2017, 17:15

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

Pikniğe gitmeye nasıl karar verirdik hatırlamıyorum. Ama Adalar mutlaka akıla gelirdi. Hangi gün, kaç vapuru çoktan kararlaştırdık bile. Birisi mutlaka kaset çalar getirmeli. Şöyle iricene olandan, sesi gür çıkmalı, dinlemekte var, çalıp oynamakta işin içinde. Fotoğraf makinası işi bende. Ada vapuru yola çıktı bile. Güneşi sevmem, ama açıkta oturmanın alternatifi yoktur. Kimler kendine neyi yakıştırmış, değişik şapkalar, kimisinde güneş gözlükleri, renk cümbüşü, bugün Pazar, bugün piknik günü, neşe doluyor insan… Fotoğraf kareleri özenle seçilir, kimin kiminle yakın durduğu önemlidir. Öyle her gördüğünü çekemezsin, pozlar 36 ile sınırlı. Nasıl çıktığını da en erken bir haftaya görebilirsin. Az kalsın unutacaktım, bi de pozlar yanardı. Benim aklımda kalan o günün pozları yanmadı; resimleri hala elimde, şarkıları kulaklarımda, ılık bahar rüzgarını da hissedebiliyorum. Ne zaman İkinci Bahar şarkısını dinlesem bu anı gelir aklıma. Özdemir Erdoğan’ı ahir ömrümüzde onu canlı dinlemek de varmış. Geçtiğimiz çarşamba EGS Kongre Kültür merkezinde üniversite yıllarımın, yani seksenli yılların popüler şarkılarını dinledik. Meğer o bestelerin çoğu yetmişli yıllara aitmiş. Bana ellerini ver, gurbet, aç kapıyı gir içeri, sevdim seni bir kere, baharda kuşlar gibi ve tabii ki ikinci bahar diye sıralanıp gidiyor Erkin Koray’dan da söyledi. Şaşkın şarkısı kasabamdaki sinemanın film aralarına götürür beni. Düşünsenize her evde elektronik alet yok, sinema dışında hiçbir mekanda gümbür gümbür müzik dinleyebileceğiniz hoparlör yok. Film arası gazoz alırdık. Bitmesin diye yudum yudum içerken, ikinci yarı başlıyor anonsu ile ağzıma boca ettiğim gazoz, boğazımda büyürde büyürdü. Özdemir Erdoğan her türden ve dilden söyledim diyor. Örneğin arabesk öncesi Orhan Gencebay deyince “Sevemedim Karagözlüm” diye fısıldadım eşime; tahminim doğru çıktı. Bu şarkıda beni kasabamın sokaklarına götürür. O zamanlar bir şarkı çıkar, onun tadı iyice çıkarılmadan diğerine geçilmezdi gibi bir duygu var içimde. Özdemir Erdoğan’ı hiç değişmemiş gördük. Zaten tarama özürlü olduğu için yıllar onda değiştirecek bir şey bulamamış gibi. Asıl önemlisi sesinin hala sağlam oluşu ve şarkıları nağmeli söyleme becerisinden bir şey kaybetmemiş olması. Denizlinin horozlarını da söyledi bize jest olsun diye, ama tüm ısrarlara rağmen “Fahriye Abla” şarkısını söylemedi. Demek ki önceden çalışıyor ve çalışmadığı bir parça için nasıl olsa gider diye bir düşüncesi yok. Kendisi de bu durumu izah ediyor. Hala saatlerce çalar, söyler ve çalışırım diyor. Yeni şarkıcıların sabahlara kadar sokakta olmasını, sabaha yakın yatmasını, ne zaman çalışmaya fırsat bulduklarını anlamadığını söylüyor. Bir şarkıcı istisnasız her gün mü basında yer alır şaşırıyor. Basına kırgın, Amerika’ya turneye çıkmış, 12 konser vermiş, tek kelime yazmamışlar. Ben sizlerle mutluyum dedi, biz de onunla mutlu olduk…

Bu haber 2317 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
YOLLAR VE ÖNCELİKLER (11 Eylül 2017)22.Nisan.2019

ANKET

Sizce bu sitenin insanlara faydası var mı?






Tüm Anketler

ÖNEMLİ LİNKLER

GALERİ

KBB

www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::..
RSS Kaynağı | Editörlük Başvurusu