Denizli İhracatçılar Birliği “Denib” yirminci kuruluş yıldönümünü Pamukkale Üniversitesi Kongre Kültür Merkezi’nde kutladı. Birlik Başkanı Süleyman Kocasert çok güzel bir program hazırlamış. Bir kurumun özel günlerini vesilesiyle, tören yapmayı arzu etmek güzeldir de, arzuyu gerçeğe dönüştürmek ve başarıyla tamamlamak zor iştir. Toplantının konuk konuşmacısı Deniz Gökçek’in deyimi ile Kocasert, kurumu tanıtan filminde sadece yöneticilere değil, idari personele de yer vererek fark yaratmıştı.
Öğrendik ki; Denib 20 yıl önce kurulduğunda Denizli’nin yıllık ihracatı 170 milyon dolar imiş. Şimdi bu rakama ayda ulaşıyor. Yine bu rakam tek başına ulaşan firmalar var. Adet olduğu üzere bu toplantılarda “en” lere plaketler verilir. Örneğin, en çok ihracat yapandan aşağı doğru sıralanır. Bu defa farklı bir düşünce ile, 20 yıldır kesintisiz ihracat yapanlara plaket verildi. Denib’in 20. yaş anısına yakışan ve ikinci defa fark yaratan bir yaklaşım oldu. Önemli olanın sürdürülebilirlik olduğunu anlatmak ister gibi.
Denzili bugün itibari ile yıllık 2.1 milyar dolarlık ihracat yapıyor ve Denib’in, cumhuriyetin 100. Yılına koyduğu hedef 12 milyar dolar. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin dediği gibi; bu hedefe çok üreterek ve çok satarak ulaşmak mümkün değil. Ancak katma değeri yüksek mal ve hizmet üretebilirsek mümkün. Bunun için inovasyon, tasarım, arge ve marka çalışmaları yapmak gerekiyor. Denib “Tasarım Yarışmaları” başlatarak bir tarafından başlamış durumda. Gerek inovasyon, gerekse arge konusunda ise üniversiteye çok iş düşüyor. Şimdiye kadar heyecan verisi bir gelişme duymuş değiliz. Merakla bekliyoruz. Marka ise tüm bu çabaların sonunda elde edilebilecek uzun erimli bir hedef oluyor.
Bana mı öyle geliyor bilemiyorum ama, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu başkanlığı Zeybekçi’ye yaradı. Rakamlarla konuşuyor, onları geçmişten günümüze derinlemesine ve mukayeseli/yatay olarak kullanıyor. Hamasete kaçmıyor, reel konuşuyor. Bir ustalık dönemi yaşadığını söylemek yanlış olmaz.
Kocasert önceki başkanlarını sırayla anarken Abdülkadir Uslu’nun, daha sonra Denizli Sanayi Odası Başkanlığı’na; Zafer Katrancı’nın, Denizlispor başkanlığına; Nihat Zeybekçi’nin Denizli Belediye Başkanlığı’na ve Vekilliğine; Hüseyin Memişoğlu’nun Basiad Başkanlığı’na gelmesi dolayısıyla Denib’in bereketinden bahsederken, kendisini de farklı yerlerde görebileceğimizi bildirir gibiydi. Toplantının başarısına ve açılış konuşmasına bakınca yakışır doğrusu dedim.
Son sözüm “Denizli sana seviyorum” diyen adama olsun. Raşit Güntaş abimizin de yatırıma, ihracata, siyasete dair iddiaları ve beklentileri vardı. Ne yazık ki ömrü yetmedi. Bir taraftan bu hedefleri gerçekleştirmek ömrü olanlara nasip olsun derken, bir taraftan da “ölümlü dünya” derim.
