Prof.Dr.Bülent TOPUZ

ANASAYFA ARAMA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORMU

ARAMA


Gelişmiş Arama

YENİ EKLENENLER

İSTATİSTİKLER

13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 3924670 defa okunmuş, 1144 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır.

BENİM BAŞÖRTÜSÜ HİKAYEM (15 Eylül 2014

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

23.Şubat.2015, 11:20

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

28 Şubat MGK kararlarını takiben YÖK üniversitelere yönelik bir tebliğ yayınladı. Öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğine uymaları isteniyordu. Gerçi ortalıkta öğrencilere yönelik bir yönetmelik yoktu, ama memurlara yönelik yönetmeliğe atıfta bulunularak işin o kısmı halledildi. Memur yönetmeliğinde dekolte de yasak olmasına rağmen, bu tebliği hemen her üniversite başörtüsü yasağı olarak anladı.


Söz konusu kılık kıyafet tebliği Pamukkale Üniversitesi’ne geldiğinde ve bölümlere bir yazı ile iletildiğinde öğretim üyelerinin ilk tepkisi farklı oldu. Bazıları zaten başörtülü öğrenciliğe karşı olduklarından elleri güçlendi ve daha acımasız oldular. Büyük çoğunluk ise böyle bir yazı yokmuş gibi davrandı. Beni şaşırtan kendisi iman ve amel içinde, hanımı başörtülü bazı arkadaşların başörtülü öğrencilere tutanak tutmaları oldu. Ben kedilerine yaptıklarının yanlış olduğunu söylediğimde; “ama yazı var” savunması yaptılar. Yazı herkese vardı ve uygulamalarda görüldüğü gibi yokmuş gibi davranmak mümkündü. Kimliği zaten belli olanların kendilerini koruma refleksi ile sistemle bir sorunları olmadığını gösterme çabaları ortaya çıkmıştı. İnsanın en temel ihtiyaçlarından olan “güvenlik ihtiyacı” kişiyi istemediği şekilde davranmaya yönlendirebilir. Bu nedenle güvenlik kaygısı ile hareket edenleri eleştirdim ama suçlayamam.


Belirttiğim gibi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu bu yazı yokmuş gibi davranınca zamanın idaresi tavır alma ihtiyacı hissetti. Fakültenin öğretim üyelerini dekanlıkta topladılar. Yetkili idareci yazıyı hatırlatarak; derslere başörtülü giren öğrenciler için tutanak tutarak idareye bildirmemizi istedi. Yapmadığımız takdirde suç işlemiş olacağımızı da ilave etti. Toplantı sonunda biri söz alır diye bekledim, kimse söz almayınca yetkili toplantı bitmiştir der demez söz istedim. Kısaca, derse kadar gelen bir öğrenci için tutanak tutmayacağımı, öğretim üyesinin görevleri arasında böyle bir tanım olmadığını, tanımlanmamış bir suçtan dolayı cezalandırılamayacağımızı söyledim. Cevaben anayasa suçu işlemiş olacağımız söylendi. Anayasa suçlarının yaptırımı yok dedim. Bunları rahatlıkla söyledim, çünkü toplantının amacını bildiğim için İstanbul’da çalıştığım yıllardan tanıdığım Anayasa Profesörü Burhan Kuzu Hoca ile bir gün öncesinden teferruatlı bir görüşme yapmıştım. Neticede benim çıkışımdan cesaret alan öğretim üyelerinden bir kaçı daha itiraz etti. Derken toplantı amaçlandığı gibi sonuçlanmadı.


O sıralar anabilim dallarında çalışan başörtülü asistan yok denecek kadar azdı. Benim başkanı olduğum klinik iki tane başörtülü asistan olması ile dikkat çekiyordu. Nitekim bunlardan biri hakkında soruşturma açıldı. Savunmamızı başımızı açarak yaptığımız, yani maksat hasıl olduğu halde ceza verildi. Profesörlük cübbemi giydiğim törene kız kardeşim türbanlı olduğu için alınmadı, ama geleneksel köylü başörtüsü örten yaşlı annem de alınmadı. O yıllar mahalle baskısı o kadar şiddetli idi ki, bazıları ne kadar çağdaş olduklarını kanıtlamak için ellerinde kadehle dolaşıyor, komşu masalara kadeh kaldırıyordu. Bazıları Cuma namazlarını terk etmişti. Üniversitemizden YÖK’e gönderilen bir ihbar mektubuna göre liste başı bendim, ama işin ilginç tarafı, sessiz ve uyumlu olmaya çalışanlar liste dışı kalmayı becerememişlerdi.


Akıl tutulması diye tanımladığım o günler çok şükür çok geride kaldı. Güvenlik kaygısı, idari baskı, mahalle baskısı vb birçok nedene bağlı olarak istemeden de olsa yasakçı zihniyete hizmet edenler hala aramızdalar. Onları anlayışla karşılayabilmek için gönül istiyor ki yüzlerinde hafif de olsa bir mahcubiyet ifadesi olsun. Yok, hayır tatlı suyu gördüler ya, bir numaralı özgürlükçü oldular.


Sol cenahın “tatlı su demokratlarına” karşılık, sağ cenahta yeni bir kesim türedi; “tatlı su özgürlükçüleri”

Bu haber 2723 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
YOLLAR VE ÖNCELİKLER (11 Eylül 2017)22.Nisan.2019

ANKET

Sizce bu sitenin insanlara faydası var mı?






Tüm Anketler

ÖNEMLİ LİNKLER

GALERİ

KBB

www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::..
RSS Kaynağı | Editörlük Başvurusu