Prof.Dr.Bülent TOPUZ

ANASAYFA ARAMA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORMU

ARAMA


Gelişmiş Arama

YENİ EKLENENLER

İSTATİSTİKLER

13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 3925121 defa okunmuş, 1144 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır.

ŞEHİDİMİZ KAĞAN KANDEMİR'E SON GÖREV (03 Ağustos 2015)

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

09.Ağustos.2015, 14:48

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

Şırnak’ta yol güvenliğini sağlarken şehit edilen askerimizin cenaze namazına katılmak için Çivril’e doğru yola çıktık. Araç trafiği çevreden geniş bir katılımın olacağını söylüyor. Nitekim bırakın cami ve avlusunu caddeye sığmayan muazzam bir kalabalık toplanmıştı. Cenaze namazı öncesi Müftü Bey uyardı; “dinimizde slogan, nümayiş yoktur, merhumun ruhuna saygı gösterilmesi adına sessiz olunması gerekir”. İçimden dinlenir mi acaba diye geçirdim. Üzüntü ile birlikte öfkenin hakim olduğu duygulara gem vurmak ne kadar mümkün. Öğrenmek için fazla beklememiz gerekmedi. Namazı kıldıran din görevlisi sessiz olunması konusunda uyarıyı tekrarlarken daha sözü bitmeden cami dışında bekleyen bir grup tekbir getirmeye başladı. Arkasından şehitler ölmez vatan bölünmez ve kahrolsun PKK sloganları. Mezarlığa giden yol boyunca böyle devam etti. Naaşın mezarlığa gelmesi ile bir alkış koptu. Bu durum, toplumun bir kısmının televizyon tarafından eğitildiğinin somut bir göstergesi. Televizyonlarda görmeye alışkın olduğumuz cenaze törenlerinin önemli bir kısmını sanatçılar oluşturuyor ve malum olduğu üzere onlar alkışlarla uğurlanıyor. Bir kesim, “bir yerlerde alkış vardı ama nerede” havasında. Toplum olarak şizofrenik bir yırtılma içindeyiz. Farklı dünyaları yaşayan farklı kesimler oluştu. Bunların bir kısmında, davranışlarının bir altyapısı ve derinliği yok tamamiyle yüzeysel bir yaşantı. Havada askıda duran bu davranışlar, bir “karşı taraf” olur ise hafiften anlam kazanıyor. Yani davranışlarınızı uygun görmeyen, tasvip etmeyen bir taraf var ise bu durumda davranışlar daha çok sahipleniliyor. Üzüntü ve öfke ile birlikte otoriteye karşı bir isyan söz konusu. Alkışlar üzerine din görevlisi tekrar bir uyarıda bulundu, ama dinleyen kim, yine sloganlar devam etti. Nihayet şehit ailesinin slogan ve alkış yapılmaması yönünde bir isteği olduğu söylenince, sloganlar bıçak gibi kesildi. Sadece salavat getirildi. Kendimi slogan atanların içinde düşünemiyorum, ama çözüm süreci öncesi, şehit cenazelerinde slogan atılmasını yadırgayan ben, bugün kendimi daha anlayışlı gördüm. Din görevlileri cenaze namazlarına çiçek gönderilmesi, yakaya merhumun resminin iliştirilmesi gibi uygulamaların da dinde yeri olmadığını söylerler. Ama insanların görünür olmak isteklerinin önüne geçmek mümkün olamıyor. Anlaşılan o ki öfkeye dayalı sloganlar atılmaya devam edecek. Bu durumda susun demek yerine cami avlusunda ve mezarlıkta slogan olmaz diyerek, cami ile mezarlık arasında öfke boşalmasına ses çıkarmamak gerekiyor galiba… Akşamına taziye evine gittik. Gördük ki, ailenin bırakın oğullarını, sülaleye bedelli askerilik yaptırabilecek maddi gücü var. Ama Anadolu da hala askerliği bir vatan borcu gören, askerliğin insanı adam ettiğini düşünen bir anlayış var. Bu anlayış sayesinde üzerinde Türk Bayrağı dalgalanan, yüzüncü yaşına doğru ilerleyen bir cumhuriyetimiz ve değişmeyen sınırlarımız var. Şehidimiz için bizden helallik istendi, ne hakkımız olabilir ki, inşallah o bize hakkını helal eder. Şehidimize Allah’tan rahmet, ailesine ve milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum.

Bu haber 3495 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
YOLLAR VE ÖNCELİKLER (11 Eylül 2017)22.Nisan.2019

ANKET

Sizce bu sitenin insanlara faydası var mı?






Tüm Anketler

ÖNEMLİ LİNKLER

GALERİ

KBB

www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::..
RSS Kaynağı | Editörlük Başvurusu