Prof.Dr.Bülent TOPUZ

ANASAYFA ARAMA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORMU

ARAMA


Gelişmiş Arama

YENİ EKLENENLER

İSTATİSTİKLER

13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 3929242 defa okunmuş, 1144 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır.

SANAT BİR PAYLAŞIM ARACIDIR/OLMALIDIR (8 Nisan 2013)

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

05.Mayıs.2013, 18:50

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

 

Gazeteci Seval Uysal’ın “Bu şehre bu kadar sanat yeter mi?” sorusunu; “Fazla bile gelir, hatta geliyor” diye cevapladım. Şehirde yeterince sanatla uğraşan insan var. Bu insanlara dışarıdan davet usulü gelen sanatçıları da ilave eder isek, ilgilisine yeterince sanatsal faaliyet var. Benim gördüğüm şu ki; sanata yeterli ilgi yok. Davet usulü seyirci toplayıp salonların doldurulması kimseyi aldatmasın. Sanatsal faaliyetler çok az kişinin ortak paydası. Ne zaman bir sergi yapılsa katılımcıların bir kısmı sanatın değişik türleri ile ilgilenen kavruklar, diğer kısmı ise sanatçının eş ve dostu. Sanatsal ürünlerin satın alınarak sanata ve sanatçıya destekten şimdilik vazgeçtim, sanat sohbetlere meze bile olamıyor.

Ne demek istediğimi somutlaştırayım. Örneğin tiyatroya gideceksiniz. Bunun için bir hazırlık yapmanız gerekir. İyi giyinmelisiniz, biraz erken gitmelisiniz ki, sanatseverlerle merhabalaşma imkanı bulasınız. Perde açılınca salonun kapısı kapanır. Seyirciden beklenen oyuna yetişmesi değildir, fuayeye gelmesidir. Oyunla, konuyla, yönetmenle ve oyuncularla ilgili önceden bilgilenmelisiniz. İnternet bu imkanı fazlası ile sunuyor. Oyun arasında oyundan konuşmalısınız. Tema, sahne, sunum ve oyuncular. Beğenmeniz, iyi şeyler söylemeniz gerekmez. Anladığınızı, anlamadığınızı konuşursunuz. İş, piyasa, çocuklar, sınavlar, siyaset, vb günlük hayatın akışı dışına çıkarak farklı bir boyutta ruhunuzu dinlendirirsiniz. Düşünsenize bir sanata getirilen övgü ya da eleştiri hangimizi gerebilir ki? Hiç olmadı günlük hayatı konuşursunuz, belki birine geçmiş olsun dersiniz, bir başkasını tebrik edersiniz. Kısacası sanat bir buluşma ve sohbet vesilesi olur, sanat sohbete meze olur.

PAÜ felsefe bölümü öğretim üyesi dostum Ferhat Ağırman’ı ziyaret ettim. Ney üflemeye merak salmış. Bana Ney’i anlattı. Bir kamışın, maddi olarak neden bir kamıştan daha fazla ettiğini, O’na da Ney’i aldığı usta anlatmış. Maddi bir değeri olursa kıymeti olurmuş. O zaman saklamak, korumak, kullanmak gibi kavramlar hem gerekli, hem de anlamlı oluyormuş. Maddi değeri bir bakıma manevi değerine de anlam kazandırıyor. Örneğin Neyzen Tevfik’in Ney’i satılığa çıkarılsa diye hayal edin. Zamanla sizinle özdeşleşen bir Ney’in çocuğunuza miras kalabileceğini düşünün. Çocuğunuzun sizinle yaşanmışlıklar hatırına o Ney’i üflemeye merak saracağını düşünün. Her üflediğinde aklında ve ruhunda siz olacaksınız. Her nefeste çıkan nağmeler sizin ruhunuza doğru ılık bir esinti getirecek. Sonra anlatacak yaren sohbetlerinde Ney nedir, elindeki Ney’in özelliği nedir. Diğerleri hiçbir şey bilmeseler bile popüler olanı, Mercan Dede’yi öne sürerek konuya dahil olmaya çalışacaklar. Belki oradan müziğe, tasavvuf müziğine, tasavvufa geçiş yapılacak. Gördünüz mü? konu nerelere geldi. Gündelik hayatın dışına nasıl çıktık. Ruhumuz nasıl başka alemlere yelken açtı. Bu yaşama parasal bir değer biçilebilir mi?

Demem o ki; bırakalım da bir usta kamışlara delik açarak çoluk çocuğunun geçimini sağlasın, bir ressam, heykeltıraş ya da cam işçisi hayatını ürettiği sanattan geçindirsin. Öyle ki başkaca hiç bir yeteneği olmasın, hatta biraz da akıldan noksan olsun. Ama olsun; değil mi ki bu dünyaya gelmiş; sana akraba, komşu, hemşeri ya da yolda tanımadan baktığın, belki garipsediğin biri olmuş; nasıl ki soluduğun havada, yürüdüğün yolda onun da hakkı var, sahip olduklarında yok mudur?

Diyeceğim o ki; ne zaman ki bir sanat eseri bizim için bir obje olmaktan çıkar, arkasındaki sanatçı, emek, satın alındığı sergi, o tarih, o gün yapılan sohbetlerin soyut bir özeti olur, o zaman sanat, sanat olarak değer bulur. Maddi ve manevi paylaşımın bir aracı olabilen bir sanat eseri, sadece kendisi değer bulmaz, paylaşanlara da değer katar.

Sanata ilgi sanatsever çevrelerin de konusu. On yıl önce dört kişi ile yapılan sergi açılışlarının bu gün kırk kişi ile yapılıyor olması bir gelişme göstergesi. Ancak sanatı ve sanatçıyı kent kültürünün bir parçası olarak görmekten henüz uzağız. Eminim bu konuda da bilimsel bir eşik vardır. Ne bileyim? kişi başına düşen gelir, ya da ortalama okumuşluk seviyesi, yeni bir nesil gibi… O eşik aşılınca mısır patlar, her taraf çiçek açar. O günü giden doğal süreci, özel ilgi ve destek ile erkene çekmek, Büyükşehir Belediyesi’nin elinde ve sorumluluğundadır diye düşünüyorum…

Bu haber 3314 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
YOLLAR VE ÖNCELİKLER (11 Eylül 2017)22.Nisan.2019

ANKET

Sizce bu sitenin insanlara faydası var mı?






Tüm Anketler

ÖNEMLİ LİNKLER

GALERİ

KBB

www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::..
RSS Kaynağı | Editörlük Başvurusu