Prof.Dr.Bülent TOPUZ

ANASAYFA ARAMA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORMU

ARAMA


Gelişmiş Arama

YENİ EKLENENLER

İSTATİSTİKLER

13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 4063506 defa okunmuş, 1145 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır.

BİZ NASIL BİR TOPLUMUZ (04 Nisan 2016)

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

19.Mart.2017, 20:19

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

Biz ihtiyaçlar hiyerarşisinin birinci basamağından ikinci basamağına bir takım derslerden borçlu geçmiş, ikinci basamağa takılıp kalmış, ancak tüm sorunlarını üçüncü basamaktan çözmeye çalışan bir toplumuz. Açmaya çalışalım;

Birinci basamakta yeme, içme, cinsellik gibi fizyolojik ihtiyaçlar vardı. Bu başlıklardaki ihtiyaçlarımızı tam karşılayamadan bir üst basamağa geçince haliyle borçlu geçmiş oluyoruz. Yani bazı ihtiyaçlarımızı zamanla halledeceğimizi düşünüyoruz.

İkinci basamakta can, mal ve iş güvenliği ihtiyacı vardı. Türkiye’nin bugün itibari ciddi bir güvenlik sorunu var. Kendi içimizde var olan fay hatlarının sebep olduğu şiddet ortamı giderek uluslar arası hale gelmiştir. Bu tür şiddetin vitrinde ve görünür olması diğer şiddet türlerini adeta geri plana itmektedir. Öyle ki terör sorununu çözdüğümüzde başka bir şiddet türünü devasa bir sorun olarak kucağımızda bulma ihtimalimiz son derece yüksektir. Erkeğin kadına, sapığın kızlara ve çocuklara yönelik şiddetinden bahsediyorum. Bu şiddet türü en güvenli şehirlere ve en sakin sokaklara kadar girebilme potansiyeli bakımından belki de terörden daha tehlikeli. Uyuşturucu kullanımının giderek yaygınlaşması ve yaşının düşmesi başlı başına bir güvenlik sorunu.

Gelelim üçüncü basamağa. Bu basamak kendini bir yere, bir kesime ait hissetme ile tarifleniyor. İşte bu basamakta sorun yok. Sorun yok dedi isem, ait olma konusunda sorun yok; yoksa tüm sorunlarımızın kaynağı bu basamakmış gibi gelir bana. Adeta biz hayata bu basamaktan başlıyoruz. Ailemiz bize ait olabileceğimiz bir yer çoktan belirlememişse bile, biz kısa yoldan bu işi hallediyoruz. Önce bir sosyal grubun içine dahil oluyoruz. Sonra bu grubun bizi iş güç sahibi yapmasını umuyoruz, bekliyoruz ve talep ediyoruz. Yani fizyolojik ihtiyaçlarımızı bu basamaktan çözmeye çalışıyoruz.

Aynı şekilde güvenlik sorunumuzu da bu basamaktan çözmeye çalışıyoruz. Çocuklarımızı güvendiğimiz okullara, yurtlara, kurumlara emanet ediyoruz. Uyuşturucu kullanmasınlar, peygamber ahlakı ile yetişsinler, okusunlar, iş bulsunlar, kendilerini ve hatta bizi kurtarsınlar. Ama dedim ya biz ilk iki basamağın hakkını vermeden basamak atladığımız için hayat istediğimiz gibi yürümüyor. Güvenlik kaygısı ile en iyi bildiğimiz yere teslim ettiğimiz çocuğumuz tam da bizim korktuğumuz konudan istismara uğruyor. Peygamber ahlakı ile donansın istediğimiz yavrumuz ahlaki çöküntünün ortasına düşüyor.

Kişisel çıkarlarımız ile ait olduğumuz grubun çıkarlarını özdeşleştiriyoruz. Bu durum grubun zaaflarını görmezden gelme ile sonuçlanırken, diğer grupları kendimize ve grubumuza karşı tehlikeli buluyoruz. Tedbirler alıyoruz, savunma refleksleri geliştiriyoruz. Güvenlik ararken güvenlik sorunu yarattığımızın farkında bile değiliz.

Fırat’ın kıyısından bir kurt bir kuzuyu kapsa sorumlusunun kendisi olduğunu söyleyen Hz Ömer’in adalet anlayışını rehber edinmiş bir milletiz. Herhalde Hz Ömer’in o kurdu bulur cezalandırırım dediğini düşünmüyoruz. Kurdun kuzuyu kapamayacağı bir sosyal düzendir arzu edilen.

Bu haber 3828 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
YOLLAR VE ÖNCELİKLER (11 Eylül 2017)22.Nisan.2019

ANKET

Sizce bu sitenin insanlara faydası var mı?






Tüm Anketler

ÖNEMLİ LİNKLER

GALERİ

KBB

www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::..
RSS Kaynağı | Editörlük Başvurusu