DENİZLİ’NİN GÜNDEMİ ATAMALAR
Bugünlerde kafam karışık. Bu yazdığım köşe kimin? Patronun mu? Benim mi? Yoksa siz okurların mı? Ben bunları düşüne durayım Zeki Akakça köşesinde; “kimse konuşmuyor, herkes susuyor” diye bas bas bağırıyor. Benim anlayacağım dile tercüme edersem, dilsiz şeytanlardan bahsediyor. Bir kere daha sorguluyorum; İyi bildiğim bir konuda şu ya da bu nedenle susma hakkım var mı? Örneğin geçen hafta Denizli gündemine oturan sağlıktaki iki atamayı görmezden gelebilir miyim?
Kamuoyunun malumu olduğu üzere eski vekilimiz Mithat Ekici’nin kızının ve AK Parti il başkanı Avni Örki’nin eşinin atanmaları konusunda Tabip Odası Başkanı Ersin Çağırgan bazı iddialarda bulunuyor. Bu iddialara karşılık olarak Ekici, DRT Televizyonu’nda Haberin Merkezi Programı’na çıkarak göz doktoru olan kızı ile ilgili olarak doyurucu bir açıklama yapıyor. Kızının mecburi hizmet kurası döneminde 49 adet göz kadrosu açıldığını, bunlardan birisinin de Tavas olduğunu, Tavas’ı başka tercih eden olmadığından doğrudan atama yapıldığını, tercih olsaydı aralarında kura çekileceğini izah ediyor. Diğer hekimlerin tercihte imtina etmelerinin sebebi ameliyat ortamı yokmuş. Zaten il içi görevlendirme ile haftada bir gün Denizli Devlet Hastanesi’ne gelmesinin sebebi de; Tavas’ta muayene ettiği hastaları ameliyat etmek içinmiş. Ekici Tabip Odası’nın iddiasının maksatlı olduğunu söylüyor.
Maksatlı veya maksatsız, Tabip Odası Başkanı’nın bu iddiayı dillendirmemiş olması, böyle bir iddianın olmadığı anlamına gelmez. Bu vesile ile Ekici bir açıklama yapma fırsatı bulmuş oldu. Anlaşıldığı kadarı ile her şey usulüne uygun, gocunacak bir şey yok. Yoksa şöyle bir açıklama beklemiyoruz herhalde; “Sayın Vekilimizin Kızı hakkındaki iddialar Tabip Odamız’a kadar ulaşmıştır. Yaptığımız araştırma neticesinde iddiaların doğru olmadığını tespit etmiş bulunmaktayız. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”
Düşününce hiç dillendirilmeyen başka sorular da akla geliyor. Örneğin Tavas’ta bir göz hekimine ihtiyaç var mıdır, var ise ameliyathane yapılacak mıdır, yapılmayacaksa doktor hanımın Tavas’ta dört gün muayene, Denizli’de bir gün ameliyat yöntemi sürdürülecek midir? Ben bu çözüme bayıldım doğrusu, hasta sadece ameliyat için geliyor, muayene ve kontrol dahil kalan işler yerinde yürütülüyor. Böylece az sayıda ameliyat için ameliyat mikroskobu vb satın alınarak kaynak savurganlığı yapılmıyor.
İl başkanının eşi için durum biraz farklı. Onunki açıktan atama. Yani mecburi hizmeti yok ve ben istediğim yere atanırsam çalışırım diyor. Buldan’ı istiyor ve atanıyor. Ancak il merkezine görevlendirme gerekçesi açık değil. Bu durum için de bir açıklama yapılıyor ama çok tatmin edici değil.
Diğer taraftan Türkiye’de işler onlarca yıldır tam da bu şekilde yürüyor. Bu durumu adı geçen iki kişi ile sınırlı olduğunu düşünmek yanlış olur. Ama milleti idare etmeye talip olanların biraz daha hassas olmaları gerekir deniyorsa onu anlarım.
Bir bilginin gazeteye yansımıyor olması konuşulmadığı anlamına gelmez. Konuşuyor olmak için yazıya ve söze öfke katmak gerekmez. Bu tip yazılara ne şiş yansın ne kebap türü deniyor. Ben zaten şişin veya kebabın neden yanması gerektiğini anlamıyorum ki!
Sevgili Milli Eğitim Müdürüm Mahmut Oğuz’un atamasına da değinelim de tamam olsun. Neredeyse 24 saat çalışan başarılı bir müdür idi. Dinliyordu, dinlediğini belli ediyordu. Çalışanın yanında idi, takdir etmeyi ihmal etmiyordu. Proje üretiyor, dosyada bırakmıyor uyguluyordu. Benim bakış açımdan oldukça başarılı idi. Daha bir süre daha hizmet edebilirdi. Eminim bazı işlerin yarım kaldığını düşünerek burulmuştur. Vardır her işte bir hayır!
Bu haber 5010 defa okunmuştur.