Türkiye kadar darbe tecrübesi olan devlet az bulunur. Bu tecrübeden tüm dünyanın bu arada Arapların da faydalanması gerekir.
Özetle söylemek gerekirse Türkiye’de darbe olur, medya, küçük burjuva, muhalefet destekler. İktidar mensupları ise kaderlerine razı bir şekilde şapkası olan şapkasını, kasketi olan kasketini alır, götürülen yere gider. Onlara oy verip iktidara getirenler ise kısık bir sesle vah vah dışında tek kelam etmezler. Ortada olur ise birkaç şiddet olayı, bunlarda genelde darbe ortamını hazırlamak üzere kullanılan ve miadı dolan sağ ve sol marjinal örgütlerin tasfiyesi üzerinedir.
Ancak hikaye burada bitmez. Oy sahipleri ben size gösteririm dercesine fırsat kollar. Darbeyi takip eden daha ilk seçimde rengini belli eder, ikincisinde darbe mağdurlarını iktidara getirir. Öyle ki mağdurlar her seferinde, sanki mevsimi gelende budanmış ağaç misali yeniden ve serpilerek büyürler.
Biz yıllarca tankların üzerine çıkan Yeltsin’e özendik. Son muhtıra olan e-muhtıra’ya direnci saymaz isek, darbeye direniş bizim için sadece tatlı bir hayaldi.
Biz Mısır’daki direnişte biraz da kendi yapamadığımızı gördük. Yaşamadığımız tecrübeyi yaşıyor gibiydik. Hele bir de şiddetsiz, masumane, teslimane oluşlarını daha bir sevdik. Biz yapamadık diye hayıflandık. Bu direnişin karşısında durulamaz sandık. Ama şimdi anlaşılıyor ki darbe sadece darbe değildir. Uluslar arası düzenin bir komplosudur. Darbe, darbe yapanlara bile emanet edilemeyecek kadar önemlidir. Bu nedenle olsa gerek darbeciler kendi insanlarına kurşun sıkarken, biz ne yapıyoruz sorusunu kendi kendilerine sormazlar/soramazlar. Çünkü onlara alternatiflerinin sokağa teslim edilmek olduğu anlatılır. Ya öldüreceksin, ya öleceksin
Mısır’da iktidarın önce başbakanı derdest edildi. Sonra ihvanın lideri, derken diğerleri ve nihayet ihvana siyaset yasağı...
Şimdi zamanı geri saralım. Darbe olduktan sonra İhvan lideri, Demirel’vari sonuca razı olsa idi. Meydanlar derhal boşalıp, halk evine kapansa idi. Darbeciler seçime gittikleri anda hesap sandıkta görülse idi. Yani bir bakıma hesap zamana yayılsa idi, sonuç daha farklı olabilirdi.
Mısır, Türkiye tecrübesinden örnek almadı. Bu sonuçta tweetlerle onlara gaz veren ben dahil biz Türklerin suçu var mıdır acaba. Vardır her işte bir hayır, bu da gelecekmiş başa. Ne diyeyim sırada Tunus, Libya ve Cezayir var, belki onlar faydalanır.