YEMEN’DEN BİLDİRİYORUM
Girişimcilik Denizli insanının genlerinde var. Elinde satabileceğini düşündüğü bir malı var ise, ne kalitesine ne de miktarına bakar. Öncelikle acaba sorusunu cevaplamaya yani merakını gidermeye odaklanır. Benim de kendimce dışsatım yapabileceğim hekimlik hizmetim var. Bu hizmetimi dışarı satabilir miyim? türü girişimlerim daha önce Güney Irak için ayrı, Kuzey Irak için ayrı bir şekilde olmuştu. Bu defa da Yemen’deyim.
Bu işler gittiğiniz ülkede bir ayağınız yoksa olmuyor. Bağlantılar daha çok, daha önceden gidenler vasıtası ile sağlanıyor. Bir de zaman zaman İstanbul da yapılan sağlık turizmi kongreleri var. İşte Yemenli Dr Necip Bey ile böyle tanışıldı. Kendisi bizi Yemen”e davet etti. Bizde Denizli-İzmir-İstanbul-Sana-Aden hattını izleyerek menzile vardık. Demem o ki kolay olmadı. Bu seyahatten ne çıkar bilemiyorum ama; hayatımda başarısız olduğum işler için değil, denemediğim işler için üzüldüğümü paylaşmak isterim.
Yemen bir üçüncü dünya ülkesi. Bunun günlük hayata yansıyan tarafı zorunlu ihtiyaçlarınız için ne ile karşılaşacağınız sorusudur. Örneğin tuvalet, barınma, yemek vb… Tüm bunların temeli hijyendir. Buradaki yaşantıyı yadırgamamak mümkün değil. Yine de benim bu durumu yadırgıyor olmama şaşırıyorum. Çocukluğum Akkent Kasabası’nda geçti. Çamaşır yıkanan suyun sokağa dökülmesi ile oluşan su birikintilerinde oynadığımızı hatırlıyorum. Kasabanın ortasındaki gölde çamur oynardık. Şimdi ben çocukluğumun manzaralarını yadırgıyorum. Bunun anlamı ne biliyor musunuz? Türkiye o kadar hızlı değişti ve gelişti ki; değişiklikler bir neslin ömrüne sığdı.
Benzer bir duyguyu 1987 yılında Almanya’ya değişim öğrencisi olarak gittiğimde yaşamıştım. Orada bir Alman grup ile sohbet ederken onlar Hindistan’a yaptıkları bir seyahati anlatıyorlardı. Hintlilerin elleri ile yemek yemelerini ilginç bir vaka olarak anlattılar. Ben de onlarla birlikte bir dakika kadar bu ilginç duruma tüm benliğimle katıldım. Bir dakika sonra uyandım. Daha on yıl önce dedemin evinde yufka ekmeği kaşık gibi kullanarak (sunum) yediğimi hatırladım. Bu defa onların bu yöntemi yadırgamalarını yadırgadım. Bugün ise Yemen’de gördüğüm manzaraları istesem de normal karşılayamıyorum.
Ama yine de; bu vesile ile Prof Dr Osman Horata’nın “bu dünyaya barış ve huzur getirecek bir millet var ise, bunun batı ve doğu her iki kültürü de tanıyan ve kabul eden Türkler olacaktır” fikrini tekrarlamak istiyorum. Yalnız bunun için acele etmemiz gerekiyor. Kendi çocuklarıma bakıyorum da onlar bizim yaşadığımız dünyanın çocukları değil.
Tabii ki görüp yaşadıklarımız bundan ibaret değil. Artık geri kalanını gazetemizde seyahat notları şeklinde yazarım…
Siz bu satırları okurken ben Yemen’de hasta bakıyor olacağım. Denizli’de gördüğüm hasta ise istediğim testin raporunu mail olarak atıp çoktan tavsiyelerimi aldı. Dünyaya tam zamanında mı geldik ne?
Bu haber 4716 defa okunmuştur.