15 Temmuz’da tüm yurtta ve daha sonra Gaziantep, Elazığ, Diyarbakır, Van ve Cizre’de farklı isimlerdeki terör örgütlerinin aynı amaç doğrultusunda eylemleri sonucu insanlarımız hayatını kaybediyor.
Yüzyıllardır değişen bir şey yok. Yeni ortaya çıkan bir durumla karşı karşıya değiliz. Bu toprakları bedel ödeyerek sahiplendik, bedel ödemeye devam ediyoruz. Ne gidecek bir başka coğrafyamız nede Başkaca bir alternatifimiz var.
İçinde yaşadığımız genişletilmiş Ortadoğu denilen coğrafya baştan sona sorunlarla, iç karışıklıklarla ve nihayet savaşlarla uğraşıyor. Tüm dünya, buradaki sorunların ya kaynağı ya tarafı olmakla işin içinde. Irak’ın Amerika tarafından işgal tarihini esas alırsak, sırasıyla Irak’ta üç milyon, Libya’da lkiyüz bin, Suriye’de dörtyüzbin kişi hayatını kaybetti. O günden bu güne, aynı bataklığa itilmek istenen Türkiye’de ise onbin civarında. Irak Libya, Yemen ve Suriye’de yaptıklarını Türkiye’de yapmak istiyorlar. Başaramadıkları için kayıpların sayısı saydığımız ülkelerle kıyaslanamayacak kadar az oluyor. Gönül istiyor ki hiç olmasın, ancak bu coğrafyada yaşamanın maalesef bir bedeli var. Bu bedeli ödemeyeceğiz diyemiyoruz. Bu gerçeği kabullenip düşmanlarımızın oyununa gelmeden yolumuza devam etmek gerekiyor.
Bir gün bir terör saldırısına maruz kalırve bu dünyadan ayrılırsam, Eşim dostum bunu bu topraklarda yaşamının bir bedeli olarak görsün. Üzülmeyin diyemem ama kahrolmayın, öfkelenmeyin diyemem ama kontrolünüzü kaybetmeyin, hiçbir şey olmamış gibi davranın diyemem ama günlük hayatı, çalışmayı, umudu bırakmayın. Eşim dostumdan birinin başına bir şeygelirse ben de aynı şekilde davranacağım. Ne yılgınlık, ne boşvermişlik, ne geri çekilme, ne saldırganlık, ne de panik. Teröristleri sevindirecek hiçbir eylemin ve tavrın içinde olmayacağız.
Güvenlik kuvvetlerimiz gereğini yapacaktır.
Biz sabırla bekleyeceğiz. Yüz yıl önce ne demiştik; Ya İstiklal Ya Ölüm.