Prof.Dr.Bülent TOPUZ

ARAMA

EN ÇOK OKUNANLAR

YENİ EKLENENLER

İSTATİSTİKLER

13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 3929032 defa okunmuş, 1144 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır.

18 Punto 16 Punto 14 Punto 12 Punto Anasayfa » Prof.Dr.Bülent TOPUZ

NE MESLEKLER GÖRDÜM, ZATEN YOKTULAR (13 Temmuz 2015)

09.Ağustos.2015, 14:37

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

Orman bakanlığı ağaçlandırılmak üzere özel orman alanı tahsis ediyor.Başvuru için son gün, son saat haberim oldu. Çal Yukarıseyit’deki özel ağaçlandırma alanına ancak faks marifeti ile başvurabildim. Başvuruyu kabul eden memurun bildiği kadarı ile başkaca başvuru yoktu. Hemen anılara daldım; Benim çocukluğum Çal Akkent Kasabası’nda geçti. Akkent, Bekilli arasındaki yolun üstünde Ananemin bağları vardı. Sepet, keleter, köfün, lanca, göktaşı, bandırma, sergi, neferne, şıra, pekmez, pestil sözcüklerinin anlamını ve bağcılık kültürünü bilirim. Dedem ve Ananem rahmetli olunca çocuklar gurbette olduğundan bağlar işlenmez oldu. Orman işletmesi gelmiş buraları orman kaydetmiş. İtiraz için tüm mirasçıların imzaları gerekiyor filan derken ilgilenemedik. Şu tahsis edilecek ağaçlandırma alanına başka başvuru yok denilince “İlahi Adalet böyle bir şey olsa gerek” diye düşündüm. Dikeceğim ceviz ve badem ağaçlarının hayalini kurdum… Başvurumuzun kabul edilip edilmediğini bile öğrenemeden kuranın çekildiğini öğrendim. Çal’daki tahsis alanına altmış civarında kişi başvurmuş. Bunların yarısı benim gibi elenmiş. Kalan otuz kişinin neredeyse tamamı aynı kişinin farklı isimlerle başvurusu. Anlayacağınız, bir yere sadece bir kişi başvurabilir sınırlaması olduğundan, kanuna karşı hile yoluna başvuruluyor. Türkiye’nin öbür ucundan kalkıp gelen kişinin ne yerin neresi olduğunu biliyor, ne de aslında ağaçlandırma gibi bir niyeti var. Kurada çıkan üç kişiden biri gerçekten ilgili ise geri kalan işlemleri kadük bırakarak, tahsisin ikinci veya üçüncü sıraya geçmesini sağlıyor. Tabii vazgeçme karşılığında gerçek yatırımcıdan para alıyor. Türkiye’nin öbür ucundan gelmişin ne yapacaksın burayı gerçekten ağaçlandıracak mısın sorusuna cevabı manidar. “Ne yapayım benim işim bu”. Mesleğinin ne olduğunu anladınız değil mi? Adamın elinde otuz tane vekalet iş edinmiş Türkiye’yi dolaşıyor.Elinde çanta ihale ihale dolaşıp haraç topluyor. Buna ihale literatüründe çantacılık deniyor. Oh ne ala, hem Türkiye’nin dört bi tarafını gez dolaş, hem olmayan bir işten para kazan. Bu alanları Devellerli bir vatandaş tespit etmiş. Orman işletmesine başvurarak ihaleye çıkmasını sağlamış. Üstelik bu alanlardan biri kendi tapulu mülküne komşu. Ona çıkmıyor, zira sadece otuzda bir şansı var. Çal’da gerçekleştirilen bu şaibeli kura işlemini ilgili makamlarla paylaştık. Bilgi edindirme yasası çerçevesinde dilekçelerimizi verdik. Ne mi oldu, Çal’da otuz olan kuraya katılım sayısı ertesi gün Tavas’da üçe, bir ertesi gün Acıpayam’da yediye düştü. Halbuki Acıpayam için 96 başvuru vardı. Yaptığımız itirazlar neticesi çantacılar çoktan tatlı sulara doğru yollanmış olmalı. Böyle bir memleket nereye varır? diye fazla düşünmeye gerek yok. Biraz geç olur ama eninde sonunda Yunanistan’ın tosladığı duvara gelir dayanır. Yunanlıların borcunun bir kısmını siliverdiler, bizim göz yaşımızı bile silmezler. Sözlü uyarılarımıza verilen cevap her şeyin yasal olduğu yönünde. Ama en basitinden vekaletle başvurunun kaldırılabilir ve bizzat başvuru şartı getirilebilir diye düşünüyorum. Şu Çal’daki tahsis de iptal edilmelidir. Rant rant rant nereye kadar. Bu ülkenin müdürlerine, savcılarına, vekillerine, Sayın Valime ve bakanlara; muhalefete ve iktidara sesleniyorum. Yazık bu memlekete…

Bu haber 3267 defa okunmuştur.