İSTANBUL’UN SİLÜETİNİ KİM BOZUYOR?
Zeytinburnu-Kazlıçeşme’ye yapılan 25-40 kat arası gökdelenler İstanbul tarihi yarımadanın silüetini bozmuş. Üsküdar-Çamlıca tepesindeki seyir mekanlarından baktığınızda Sultanahmet Camisi’nin arkasında ve yanlarında gökdelen silüetleri görünüyor. Bu durum konuya duyarlı kişi ve kurumlar tarafından anıtlar yüksek kuruluna, büyükşehir belediyesine ve kültür bakanlığına yazılı olarak bildiriliyor. Bu yazılara sadece büyükşehir belediye başkanlığı cevap verme zahmetine girmiyor. İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş kendisine uzatılan mikrofona “bundan sonra” ile başlayan bir cümle kuruyor ve devam ediyor; “Her türlü mimari projeyi sanal ortamda yerleştireceğiz silüetin bozuyor mu diye çeşitli açılardan bakacağız”. Tabiri caiz ise çocuk kandırıyor. Olan olmuş, geriye bozulacak ne kaldı bilemiyorum ama O tedbirini ballandıra ballandıra anlatıyor.
Bu ülkede imam hatip liselerini, dini hassasiyetleri ile bilinen bir siyasi parti, koalisyonun büyük ortağı olduğu dönemde kapattı ya da kapattırıldı. Terörist başını ipten kurtaran kanun Türk milliyetçilerini temsil eden parti iktidar ortağı iken çıkarıldı. Tarihi yarımadanın silüeti, tam da Osmanlının ihtişamını temsil eden Sultanahmet Camisi hizasında gökdelenlere kurban edilmiş durumda. Bunun yeni Osmanlıcı bir iktidar döneminde yapılmış olması tesadüf müdür. Yoksa bilinmeyen bir mekanizma, kim neye umut bağlıyorsa, umudu tam da o bağlandığı yerden kırmak için durmadan uğraşmakta mıdır?
On yıl sonra tarihçiler bu günlere baktıklarında başka neler görürler acaba. Örneğin “Muhteşem Yüzyıl“ diye bir dizi var. Dizinin adını “Hürrem Sultan” koysalar bir sorun yok. Sultan Süleyman’ın 46 yıllık iktidarının hemen tamamının at sırtında ve çadırda geçtiği söylenir. Hatta, iddia saraydaki hayatının toplam birbuçuk yıl olduğu şeklindedir. Bunun doğru olması halinde bile, bu süreden iki yıl sürecek bir dizi film çıkarmak mümkündür, ama adı “Muhteşem Yüzyıl” olmaz. En muhteşem dönemi bir saray entrikaları hikayesine indirgiyorlar ki, bu dönemden bahis açmak isteyenlerin cesareti kırılsın.
Toplumda iktidarın gücünün yargı ve basın dahil her kesime ulaştığı ve etkilediği gibi bir algı var. Bu algının doğru veya yanlış bir maliyeti olur. Alakasız konuların bile sorumluluğu iktidara yüklenir.
Bu haber 5569 defa okunmuştur.