Prof.Dr.Bülent TOPUZ

ARAMA

EN ÇOK OKUNANLAR

YENİ EKLENENLER

İSTATİSTİKLER

13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 4075861 defa okunmuş, 1145 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır.

18 Punto 16 Punto 14 Punto 12 Punto Anasayfa » Prof.Dr.Bülent TOPUZ

RANTİYENİN VERGİLENDİRİLMESİ İÇİN BİR ÖNERİ (04 Mayıs 2014)

21.Haziran.2015, 14:22

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

Üyesi olduğum Aysiad’ın açılımı Avrasya Sanayici İş Adamı ve Yöneticileri Derneği’dir. Yani adından anlaşılacağı üzere mahiyetinde eleman çalıştıranların derneğidir. Zaman zaman siyasetin ve bürokrasinin yöneticilerinden misafirler kabul edilir ve bilgi alışverişi bakımından üyelerin istifadesine sunulur. Her seçim öncesi çeşitli siyasi partilerden bazı başkan ve vekil adayları ziyaret ederler. Adaylar kendi projelerini anlatırken, Aysiad üyeleri de yaşadıkları şehre, ülkeye ve yaptıkları işe dair sorunlarını, çözüm önerilerini ve beklentilerin paylaşırlar. Geçen Salı gününün misafiri AK parti Milletvekili adayı Bilal Uçar idi. Uçar, kendi bakış açısından 7 Haziran seçimlerine dair bir kısa giriş yaptıktan sonra üyelere tek tek söz verildi. Üyelerin temel şikayetleri üretime, istihdama dair şikayetler idi. İş mahkemelerinin her türlü işçi şikayetini haklı bulmaları; bürokrasinin özellikle yatırımlar konusunda ayak diremesi gibi şikayetlerin içinde en dikkat çekeni kayıt dışı çalışanların neden olduğu haksız rekabet idi. Sorunlarla boğuşmaktan bıkan yatırımcının yılgınlığını ifade ediliş biçimi ilginç. Yatırım yapmak yerine şehrin uygun bir yerinden arsa alınması halinde, birkaç yıl içinde katlamalı bir şekilde kar etmek mümkün. Ne bürokrat, ne çalışan ne de haksız rekabet derdi olmadan temiz bir kazanç söz konusu. Bu tespitin ve serzenişin doğru olduğunu Türkiye’de yaşayan hemen her vatandaş bilir. Bilir ve hemen herkes bu ülkenin bir rant ve rantiyeci sorunu olduğunu söyler. Rantiyeden vergi almak zaman zaman gündeme gelir, ancak bir türlü başarılamaz. Zira yukarıda da bahsettiğimiz gibi kayıt dışı ekonomi bu ülkenin diğer bir gerçeğidir. Vergilendirme yönünde alınan hemen her türlü tedbir kayıt dışı çalışanların ekmeğine yağ sürmekte ve haksız rekabeti derinleştirmektedir. Ben burada bir çözüm önerisinde bulunmak istiyorum. Nasıl maden ruhsatları bir zamanlar ruhsat sahibin tapulu malı olur ve ne maden aranır, ne de iptal olurdu. Bu durum Rahmetli Erbakan zamanında çıkarılan bir yasa ile değiştirildi. Şimdi bir maden sahasında iki yıl içinde bir faaliyet yapılmıyor ise ruhsat iptal ediliyor. Buradan esinlenerek diyorum ki, imara açık arsalardan üzerinde yapı varmış gibi vergi alınmalıdır. Düşünsenize şehrin ortasında bir arsa var. Belediye ve devlet bu arsanın dibine, su, elektrik, kanalizasyon, yol, sokak aydınlatması, belediye otobüsü hizmetini getirmiş. Ama rantiyeci arsayı elinde tutuyor daha fazla para edeceği zamanı bekliyor. Belediye ise yeni konut ve işyeri alanları derdine düşüyor, yani yeni alanlara , su, elektrik, kanalizasyon, yol, sokak aydınlatması, belediye otobüsü hizmeti götürmek için yeni yatırımlara giriyor. Vatandaşa iki yıllık bir süre tanınır, el değiştirme ile bu süre yeniden başlatılır. İki yıl geçince, üzerinde kaç metrekare kapalı alan yapmaya müsaade var ise, o değer üzerinden o yapı varmış gibi emlak vergisi alınır. Aysiad toplantısında geçmedi ama bu ülkede yatırımcının en büyük problemlerinden biri de uygun arsa. Arsaya verilen para yatırımcının tüm işletme sermayesini bitiriyor. Ardından bankaya borçlanma geliyor. Bunun sonucu ya bankaya çalışma ya da batma oluyor. Derdimiz yatırım ve üretim ise paranın ranta gidişinin yollarını kesmemiz gerekir.

Bu haber 3762 defa okunmuştur.