Hükümetin aldığı karar sonucu, önümüzdeki eğitim öğretim yılında artık dershane diye bir olgu yok. Hükümet bu konuda oldukça kararlı, gizli dershaneciliğe de müsaade etmeyeceğini söylüyor. Diğer taraftan dershanelerin varlık nedeni ortadan kalkmış değil. Bir sıralama yapmaya dayalı sınav sistemi devam ettiği sürece, böylesi bir sınava hazırlık ihtiyacı da devam edecek. Önemli bir geçiş dönemindeyiz.
Veliler kendilerini sınava yönelik olarak planlamışlardı. Sınav sorularını hızlı ve doğru bir şekilde çözmeyi öğreten kurumlar olarak dershaneler çok revaçta idi. Bu durum zamanla öyle bir hal aldı ki, dershane seçimi okul seçiminden daha önemli hale geldi. Neredeyse veliler çocuklarını okullara sadece diploma alsın diye gönderiyorlardı. Çocuğu mahalledeki okula gönderiyorsun, ardından maddi durumuna göre en iyi dershaneyi aramaya başlıyorsun. Öyle ki, Denizli’deki en pahalı özel okuldan daha pahalı dershaneler vardı. Anlayacağınız dershaneler okulların yerini almaya başlamıştı.
Dershanelerin ortadan kalkması ile birlikte ortaya çıkabilecek işsizliği önlemek adına devlet dershanelerin özel okul olmalarına müsaade etti. Müsaade etti diyoruz, çünkü bir taraftan okul olabilmek için gerekli standartları gevşetirken, diğer taraftan özel okullara devlet teşviki getirildi. Öğrenci başına belirli bir miktarda ödeme yapılmaya başlandı. Böylece kamunun üzerindeki yükün bir kısmı özel okullara devredilmeye çalışılıyor. Özel okulların sadece bu teşvike dayalı yaşamaları mümkün değil. Yeterli sayıda öğrenciye sahip olmaları gerekir. Bunun için veli taleplerine uygun yapılanmaları gerekir. Veli, sıralama sınavlarında başarı ister. Eskiden dershane vasıtası ile çözdüğü bu problemin okulda çözülmesini ister. Bu konuda özel okullar, devlet okullarına göre daha esnek bir yapıya sahip olacaklardır. Ders sonrasına ve hafta sonlarına koyacakları etütler vasıtası ile test tekniği öğretme ve deneme sınavları ile ortaya çıkan açığı kapatacaklardır.
Hep bahsedilir durulur. Özel okul oranlarının Türkiye’de Avrupa ve Amerika’ya göre son derece düşük olduğu. Yukarıda anlatmaya çalıştığımız ihtiyaca yönelik yapılanmalara, veliler tarafından karşılık verileceğine ve özel okulların hızla artacağına inanıyorum. Böylece devlet okullarındaki kalabalık sınıflar ve ikili öğretim ortadan kalkabilir.
Dershaneleri fırsat eşitliğinin bir aracı olarak görmüş ve kapatılmalarına temkinli yaklaşmışımdır. Dershaneler özel dersi ucuza getiren sistemlerdir, ortadan kalkarsa evinde özel hoca tutma imkanı olanların lehine bir durum çıkar diye düşünüyordum. Sınava hazırlanan veli ve çocuklar açısından dershanelerin kapatılmasını bir kriz olarak görürsek, bu krizi ülke adına fırsata çevrilebilir gibi görünüyor.
Anlatmaya çalıştığım gibi dönüşüm olumlu yönde sonuçlar ortaya çıkaracak. Risk elbette ki var. Okula dönüşen dershanelerin, bu dönüşümü kağıt üstünde yapmaları ve dershanecilik mantığının devam etmesi riski var. Bu durumda az ya da çok bir okul tarafından desteklenen eğitim-öğretim faaliyetleri kesintiye uğrayacaktır. İşte o zaman hep aşağıdan girdiğimiz PİSA sıralamasının dibine demir atarız. Meraklıları bilir PİSA araştırması diyor ki, Türk öğrencilerin bilgiyi kullanma yetileri yetersiz. Yani bizim çocuklarımız sadece bilgi taşıyan hamallar gibi. Taşıdıklarının ne kendilerine ne de bu topluma bir faydası yok…
Yetkililer ve veliler bu süreci yakından izlemelidir…