Prof.Dr.Bülent TOPUZ

ANASAYFA ARAMA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORMU

ARAMA


Gelişmiş Arama

YENİ EKLENENLER

İSTATİSTİKLER

13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 3928679 defa okunmuş, 1144 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır.

HELAL KANDAN HELAL İLAÇ ÜRETMEK! (5 Ağustos 2013)

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

21.Ağustos.2013, 14:14

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

Paramızın içeride kalmasının bir yolu olmalı. Para içeride dolaşmalı herkes bundan nasiplenmeli. Ne demek istediğimi bir fıkra ile açayım. Adamın biri otelin resepsiyonuna geliyor ve en güzel odayı istiyor. Oda için bin TL kaparo bırakıyor ve eşinin beğenmesi halinde kalacağını söylüyor. Paranın kasaya düştüğünü gören muhasebe yetkilisi çamaşır temin ettikleri tedarikçiye olan bin TL borcunu ödüyor. Parayı alan çamaşırcı tüccara olan borcunu, tüccar fabrikaya olan borcunu ödüyor. Fabrika misafirleri için kullandığı otele olan borcunu ödüyor ve para tekrar otele dönüyor. Bu arada müşterinin eşinin odayı beğenmediği anlaşılıyor ve para iade ediliyor. Bu zincirin herhangi bir halkasında para ithalata, yani dışarı gitse idi, halka kopacaktı. DETGİS Başkanı İsa Dal, Bangladeş’de meydana gelen elim kaza sonrası Avrupalı firmaların Denizli’ye yöneldiğini söylüyor. Bangladeş’de aylık 30 dolara çalışan işçiler, güvenlik koşullarını hiçe sayan işletme anlayışının kurbanı olmuşlar. Avrupalı her nasıl olmuşsa, insan hayatı pahasına ucuz mal temin edilmesinden rahatsız olmuş. Bu bana pek inandırıcı gelmedi, 30 dolara çalışan insanların hepten işsiz kalması daha mı iyi? Mesafelerin uzak olması, yani navlun ücretleri ve kalite farkı zaten rahatsız edici idi, bu olayı fırsat bilmişlerdir. Kalitenin bir maliyeti var. Türkiye’de kaliteli mal üretiliyor, ama Çin ve Bangladeş ile rekabet edemiyor. Bırakın dış pazarları içeride rekabet edemiyor. Yani iç pazarı bile Çinli ucuz iş gücüne kaptırıyoruz. Daha dün sorunumuz tekstil ürünleri idi, şimdi tıbbi malzeme, ilaç, serum vb uzayıp gidiyor. Almanya güneş pillerine yatırım yapıyor. Bir kuzey ülkesi olması nedeni ile verimlilik % 10 civarında. Verimlilik açısından bu rakamın katlamalı üzerinde faydalanabilecek Türkiye de böylesi bir yatırım yok. Almanların doğal gaz ile 5 birime mal ettikleri enerjiyi, güneş pilleri ile 10 birime mal etmekten nasıl bir çıkarları olabilir. Baştan beri anlatmaya çalıştığım konu bu işte. Teknolojisi kendinde olan bir sanayi koluna sübvansiyon yapıyor, harcanan para içeride kalıyor ve bir fazla kişi bundan ekmek yiyor. Bunu kriz zamanlarında emeklilere yüzer lira verelim de piyasa canlansın, esnaf rahatlasın yaklaşımına benzetebiliriz. İşin aslı teknolojiyi biraz geç yakaladık. Her şeyi üretebiliriz, ancak markalaşma ve birim maliyet nedeniyle Pazar sorunu var. Uluslar arası serbest ticaret anlaşması da elimizi kolumuzu bağlıyor. Bunun bir çıkış yolu olmalı. Bunun için hileye de başvurulabilir. Kanatlı eti başta olmak üzere, Türkiye’den gıda ithalatına yıllarca hijyeni bahane edip yasak koyan AB’nin yaptığı gibi. Mesela bizim için de helal olma/olmama kriteri belirleyici olabilir. Düşünsenize sadece ülke içinde değil, Araplar başta olmak üzere tüm İslam alemini Pazar haline getiren bir taktik. Bir bilim adamı olarak bana ne kadar yakışır bilemiyorum, ama Kızılay Başkanı Ahmet Lütfi Akar’ın helal kandan helal ilaç üreteceğiz ifadesi bana bunları düşündürdü. Yabancılar domuz eti yediği için onların kanı biraz karışık imiş. Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof Dr Özdemir Aktan haklı olarak “şaşkınlıkla izliyoruz” diyor. Ben demeci izlemedim ama Prof Aktan’ın yüzünü gözümün önüne getirip gülmeden edemiyorum. Allahtan diyanet, ilaç da bu tip ayrımın doğru olmadığını ve hatta zorunlu hallerde açıkça haram olanın bile helal sınıfına gireceğini söylüyor. Ama neticede kan ürünlerinden yıllık 500 milyon dolar dışarı akıyor. Dini ticarete alet etmek suçluyoruz/suçlanıyoruz ya, neerde?.. Bu arada sağlık eski bakanı Recep Akdağ zamanında alınan 11 milyon aşının sadece üç milyonunun kullanıldığını ve 70 milyon TL’lik kısmının resmen bozulduğunu öğreniyoruz. Bakanımıza haksızlık etmeyelim kullanılmayan aşıları Arap ve Afrika ülkelerine okutmak için baya çaba sarf etmiş, ama aşının sıfatında “domuz” lafı geçtiği için hiçbir Afrika ülkesi kabul etmemiş! Ya biz ne çelişkili bir coğrafyaya düşmüşüz de haberimiz olmamış. Asyanın ortasından hiç ayrılmasak daha mı iyimiş ne…

Bu haber 3579 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
YOLLAR VE ÖNCELİKLER (11 Eylül 2017)22.Nisan.2019

ANKET

Sizce bu sitenin insanlara faydası var mı?






Tüm Anketler

ÖNEMLİ LİNKLER

GALERİ

KBB

www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::..
RSS Kaynağı | Editörlük Başvurusu