Prof.Dr.Bülent TOPUZ

ANASAYFA ARAMA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORMU

ARAMA


Gelişmiş Arama

YENİ EKLENENLER

İSTATİSTİKLER

13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 3914276 defa okunmuş, 1144 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır.

Varlık Nedenimiz Ve Aşkın Tanımı (14.Mayıs.2012)

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

14.Mayıs.2012, 06:13

Prof.Dr.Bülent TOPUZ

VARLIK NEDENİMİZ ve AŞKIN TANIMI
Çocukluğumun aşk tanımı Türkan Şoray, Filiz Akın filmlerinde ne anlatılıyorsa o idi. Bazen mutlu son beklentisi, bazen kavuşamamanın verdiği ıstırap. Ama her halükarda aşk kelimesi kendi içinde bir kutsallık barındırırdı. Gençlik yılları ile birlikte bu kavram cinsellik ile örtüşen bir hale dönüştü. Bunda kişisel dönüşümün etkisi olsa bile asıl belirleyici olan içinde yaşadığımız toplumun dönüşümü idi. Sanki görünmez bir el planlı ve maksatlı bir şekilde bu kavramın önce içini boşaltıp sonra da cinsellik ile doldurmuştu. Halbuki bu toplumun Hz Mevlana, Yunus Emre ve nihayet Mecnun’da kendini tarif eden bir aşk kavramı vardı. Bu tanıma göre kavuşmanın sonunda sahip olmak yoktur. Kavuşmanın sonu yanıp kül olmak, rüzgarda savrulmak ise şayet, bu hali daha makbuldür.
Önce Elif Şafak çıktı. Bizi aşkın gerçek anlamını hatırlamaya davet eden romanı ile. Bu bir işaret fişeği gibiydi sanki. Geçen hafta içinde Prof Dr Hasan Herken’in aşk üzerine konuşmasını dinledik hemşirelik haftası nedeniyle. Ondan birkaç gün sonra da Mim Kemal Öke’den insanın varlık nedenini sorgulayan bir konuşma dinledik. Aşkın tanımını dinlerken varlık nedenimize, varlık nedenimizi sorgularken aşkın tanımına vardık…
Herken, söylemek istediğini Mecnun’un Leyla’ya olan aşkı ile örnekledi. Mecnun’un Leyla’ya kavuşmak gibi bir beklentisi yoktur. Kavuşamamamın verdiği ıstırabı sever hale gelir. Bir insanın derdi ile dertlenmek yerine zevklenmesi kendini aşması diye tanımlanan ruh hali ile tarif edilebilir herhalde. İnsan bu hale ancak ulvi bir amaç ve beklenti ile girebilir. O nedenledir ki, mecnunlar bazen sevgiliye olan hasret/muhabbet/sevgilerini yaratana yönelterek kendilerini sonsuzluğa salarken, bazen de daha başından yaratan sevgisi ile mecnunlaşıyorlar.
İnsan dünyalık işlerin içinde hırs ve debdebe peşinde ve içinde uğraşırken, arada bir varlık nedenini sorgular. Bazen gelip geçici olan bu durum bazen içinden çıkılmaz bir hal haline gelebilir. Hayatı bu dünyadan ibaret saymayanlar için illaki bir çıkış yolu vardır. Onlar için varlık nedeni yaratana kavuşmaktır. Kavuşma gününe hazır olmak mutlulukların en güzeli olsa gerek. Hz Mevlana o günü Şebi Aruz yani düğün günü olarak tanımlamıştır.
Varlık nedenimizi bazen sorgularız dedim ya, bazen de sorgulatılırız. Planlanmış ya da planlanmamış ama düzgün gittiğini düşündüğümüz bir hayatımız var ise, bu hayatın ortasına bir patlama gibi düşen bir engellilik hali, dur düşün demektedir aslında. İşte böyle olmuş Mim Kemal Öke’nin hayatı. Türkiye’nin en genç profesörü, sihirli kutu televizyonun aranan programcısı ve konuğu, Birleşmiş Milletler’e ve başbakanlığa danışman iken, 1991 yılında Down sendromlu bir çocuk sahibi olur. Böyle durumlarda önce şokunu yaşarsınız, bir müddet başınıza gelenin ne anlam ifade ettiğini anlamazsınız. İkinci safha rettir. Çocuğun sağlıklı olduğunu düşünürsünüz. Doktorlar veya bilim bir yerlerde hata yapıyor olmalıdır. Sonra kabul edersiniz acı gerçeği. Kabulden itibaren ya kurtulmayı ya da yeni bir hayat kurmayı tercih etmeniz gerekir. Kurtulmak acı bir son olabileceği gibi, yok saymak da olabilir. Yeni bir hayat kurabilmek için varlık nedeninizi sorgulamaya ihtiyacınız vardır. Size 24 saat ihtiyaç duyan engelli bir çocuğunuz var ise, varlık nedeninizi sorgulayabilir misiniz? Öke, o kadar güzel tarif ediyor ki; eğitime ihtiyacı olduğunu düşündüğünüz çocuk bir de bakmışınız sizi eğiten olmuş. Sizi kutsal aşk yolculuğunun yolcusu yapmış…
Bir hekim olarak defalarca şahit olmuşumdur şu sözlere: ben evladım için her şeyi yaparım, o benim her şeyim, ama ya ben bu dünyadan göçtükten sonra?” en büyük kaygıları budur. Ya sonrası. Bu ifadelerin sadece lafta olmadığını PASVAK’tan yardım alan aileleri ziyaret ettiğimde gördüm. Oturabilmenin/oturtabilmenin bile nimetten sayıldığı insanlar ve onların başındaki sabır taşı, eli öpülesi anneleri gördüm. Onlardan birini bu Pazar anneler günü nedeni ile yılın annesi seçip onurlandık. Bizi yalnız bırakmayan Vali Muavini Abdullah Acar’a, Başkan Yardımcısı Nilgün Ök Hanımefendi’ye ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ahmet Altın Bey’e teşekkürler.
Varlık nedenimizi sorgulayalım. Öyle sorgulayalım dedik diye hemen olmaz, ama kapıyı bir fırsat çalar ise de kaçırmayalım derim…

Bu haber 4127 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
YOLLAR VE ÖNCELİKLER (11 Eylül 2017)22.Nisan.2019

ANKET

Sizce bu sitenin insanlara faydası var mı?






Tüm Anketler

ÖNEMLİ LİNKLER

GALERİ

KBB

www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::..
RSS Kaynağı | Editörlük Başvurusu