Prof.Dr.Bülent TOPUZ

ANASAYFA ARAMA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM FORMU

ARAMA


Gelişmiş Arama

YENİ EKLENENLER

İSTATİSTİKLER

13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 3929622 defa okunmuş, 1144 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır.

Fransız'a çuvaldız, kendimize? (06.02.2012)

Bülent TOPUZ

07.Şubat.2012, 12:29

Bülent TOPUZ

FRANSIZ'A ÇUVALDIZ, KENDİMİZE?
Yerel basınımızın köşe yazarları koro halinde Fransa’daki ermeni soykırımı oylaması konusunda yazdılar. Milli duyarlılık güzel bir duygu. Böylece anlamış olduk ki Fransızlar aşağılık bir millet, soykırımcılar, bunlarla ticaret yapılmaması gerekir. Fransızları yeterince çuvaldızladık ya, kendimizide hiç değilse iğnelesek diyorum.  
Altı yaşında Köln’de geçirdiğim bir yılı saymazsam ilk yurt dışı seyahatim 1987 yılında Almanya’ya oldu. Giesen Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne misafir öğrenci olarak gitmiştim. Yurtta kalıyordum ve bazı akşamlar diğer yurt sakinleri olan Almanlarla sohbet ederdik. Bir akşamın konusu Ermeni soykırımı iddiaları oldu. Tarihe ve güncele meraklı biri olduğum için kendimce iddialara bazı cevaplar vermiştim. İddialara en net cevabım; bunun bir savaş olduğu ve her iki taraftan da ölenler olduğu şeklinde idi. Savaşı başlatanların Ermenilerin olduğunu belirtmeyi de ihmal etmemiştim.
Bu konunun cahili olduğumu 2000 yılında katıldığım milli güvenlik kursunda anladım. Soykırım bir suçtu. Bir konuda birileri suçlu ilan edebilmek için bağımsız mahkemede yargılanması ve mahkum olması gerekirdi. Osmanlı Birinci Dünya Savaşı’nda yenilince, savaş süresince Osmanlıyı idare eden yetkililerden bazıları Malta’da yargılandılar. Yargı konularından biri de Ermeni soykırımı iddiaları idi. O dönemde Osmanlının iç yazışmaları arasında suçlamaya delil olabilecek bir emir, bir talimatname var mı diye araştırıldı. Yargılamayı yapanlar galip  devletlerdi ve Osmanlı arşivleri ellerinin altında idi. Delil bulunamadığı için Osmanlı Paşaları mahkum edilemedi.
Diğer taraftan aynı konuda yapılan çeşitli yargılamalarda bazı kamu görevlilerinin ve vatandaşların suçlu bulunarak idam edildiklerini biliyoruz. Onların suçu ise talimatlara uymamak, kamu düzenin bozmak, eşkiyalık vb idi. Talimatların ne olduğunu hatırlayalım. Birinci Dünya Savaşı sırasında Ruslarla iş birliği yapan Ermeniler, Osmanlıyı cephe gerisinden vurup, sivil vatandaşa zulmedince, Osmanlı, Ermenileri cephe dışına, yine kendi toprakları içinde olan Suriye’ye zorunlu göçe tabi tuttu. Bu göç sırasında cana, mala ve ırza zarar gelmemesi için yapılması gerekenleri ilgililere açıkça bildirir. İşte suçlu bulunanlar bu kurallara uymayanlardır.
Yukarıda kısaca özetlediğim bilgiyi yurt dışına gitmeden önce biliyor olmayı çok isterdim. Benim lise okuduğum yıllarda tarih kitaplarında böylesi bir bahis yoktu. Bir dönem devekuşu politikasından medet umduğumuz bir gerçek. Bir konu bizim tarafımızdan konuşulmuyor ve yok sayılıyorsa mesele olmaktan çıkar gibi bir ruh halimiz vardı. Ermeni iddiaları, Kürtlerin varlığı, Kıbrıs’ta Türk varlığı hep yok sayıldı bir zamanlar. Geldiğimiz yer ortada. Ermenilerle tarihi ilişkilerimiz, ancak 1980 yılından sonra tarih kitaplarında yerini almış durumda. Öğrencilerin tarihe merakının genel olarak sığ olduğunu söyleyebiliriz. Yani gerçekten bir şeyler öğretebiliyor muyuz şüpheli. Çeşitli vesilelerle konu medya ortamında da tartışılıyor. Bu tartışma ortamında sap saman birbirine karışıyor. Örneğin bu iddia Osmanlının sorunudur, biz yeni bir devlet kurduk, bizimle ilgisi yoktur denilebiliyor. İş bu kadar basit olsaydı, Almanlarda Hitler’e ve Nazilere suçu atıp soykırım denildiğinde başlarını öne eğmezlerdi.
 Hiç kuşkusuz bu konuda Türkiye Cumhuriyeti’nin bir resmi görüşü var. Bu görüşün ne olduğu dayanakları ile birlikte bir A4 sayfasına sığdırılabilir. Aynı şekilde Kıbrıs, Ege Kıta Sahanlığı, Avrupa Birliği ve Avrupa’daki Türkler konularında da resmi görüşlerimiz var. Bunların bir araya toplandığı birkaç sayfalık bir broşür oluşturup yurt dışına çıkacak olanlara verilebilir diye düşünüyorum. Fransa’daki oylama sırasında meydanı dolduran binlerce Türk’e teşekkürler. Akşam olup eve, ertesi gün olup okula ve işe gidildiğinde, komşu ve arkadaş ortamında konu açılmış olmalı. Bizim Türkler soykırım olmamıştır demek dışında hangi bilgi ve fikirleri söyleyebildiler acaba. Yoksa konuya salt fikir özgürlüğü açısından bakıp, Fransa’ya bu yasak yakışmadı görüşünün ardına mı saklandılar.
Liberal düşünce anlayışının hakim olduğu dünyamızda kimse resmi görüşü savunmak zorunluluğunda değildir. Ancak savunmak isteyenlerin bilgi sahibi olmalarını sağlamak gerekmez mi?

Bu haber 4622 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
YOLLAR VE ÖNCELİKLER (11 Eylül 2017)22.Nisan.2019

ANKET

Sizce bu sitenin insanlara faydası var mı?






Tüm Anketler

ÖNEMLİ LİNKLER

GALERİ

KBB

www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::..
RSS Kaynağı | Editörlük Başvurusu