| |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
ARAMAEN ÇOK OKUNANLAR
YENİ EKLENENLERİSTATİSTİKLER13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 4076268 defa okunmuş, 1145 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır. |
ÇOCUKLARDA İŞİTME KAYBI10.Ekim.2007, 11:00 Prof.Dr.Bülent TOPUZ Çocukluk dönemi işitme kayıplarının yarıdan fazlası genetik nedenlere bağlıdır. Bunların da büyük çoğunluğunu akraba evliliğine bağlıdır. Genetik olmayan işitme kayıplarının başında ise menenjit gelir. ÇOCUKLARDA İŞİTME KAYBI Çocukluk dönemi işitme kayıplarının yarıdan fazlası genetik nedenlere bağlıdır. Bunların da büyük çoğunluğunu akraba evliliğine bağlıdır. Genetik olmayan işitme kayıplarının başında ise menenjit gelir. Diğer nedenler; gebenin kızamıkçık geçirmesi, çocuğun prematüre olması ve hipoksiye maruz kalması, zor doğum, uzamış yeni doğan sarılığı, kabakulak ve toksik ilaç kullanımı’dır. Tek taraflı işitme kayıpları çoğu zaman ileri yaşlara kadar farkedilmezler. Hastanın işitme ve konuşma fonksiyonlarında belirgin bir bozukluk yapmazlar. Asıl problem oluşturanlar iki taraflı olanlarıdır. Bu tür ağır işitme kayıplarının büyük çoğunluğu doğumsaldır. Konuşmanın beklendiği zaman olan 2 yaşına kadar farkedilmezler. Hafif ve orta derecede işitme kaybı olan çocuklarda konuşma gelişmekle birlikte bazı harfleri yanlış çıkarma, öğrenme güçlüğü, içe kapanıklık ya da tam tersi olarak aşırı hareketlilik görülebilir. Ağır işitme kaybı olan çocuklar ise daha çok 3 yaşını geçtiği halde konuşamadığı için farkedilirler. 3 Yaşına geldiği halde konuşamayan çocuklarda ailevi eğilim, mental gerilik, otizim, sözlü uyaran eksikliği ve işitme kaybı sözkonusu olabilir. İşitme kaybını net olarak ortaya koymak günümüz teknolojisi ile mümkündür. Bu bakımdan ayırıcı tanı bakımından işitme kaybının öncelikle ekarte edilmesinde fayda vardır. Hastaların erken farkedilmesi rehabilitasyon açısından çok önemlidir. Bir çocuğun işitme kaybı ne kadar derin olursa olsun, bir miktar işitme kalıntısı vardır. Bu kalıntının işitme cihazları yardımıyla değerlendirilmesi gerekir. Bundan sonra bir dizi işitme ve konuşma eğitimleri başlar ki; beyindeki işitme ve konuşma merkezlerinin gelişimi bakımından bu işlere en geç 3 yaşından önce başlanması gerekir. Bu nedenle risk grupları gözlem altında tutulmalıdır. İşitme kayıplarının tespiti amacıyla daha doğuştan itibaren yapılabilecek bazı test ve gözlemler mevcuttur. Testler odioloji ünitelerinde yapılmaktadır ve bunlara odiolojik testler bölümünde değinilmiştir. Gözlemlere kısaca değinecek olursak: Yenidoğan döneminde: Yüksek seslere sakınma hareketi yaparak, göz kırparak veya gözlerini iyice açarak ya da ağlayarak cevap verir; ağlıyorsa susabilir. 3 aylık: Sesin kaynağını gözü ile lokalize eder. Özellikle annenin sesli uyaranlarına gülümseyerek cevap verir. 6 aylık: Sesin kaynağını gözü ve başı ile lokalize eder. 1 yaş: Bazı sözcüklere cevabı anlamlıdır. Örneğin ismiyle çağrıldığında bakabilir. 2 yaş: Anlamlı kelime ve cümleler söylemeye başlar. Bazı hallerde konuşma gecikebilir. Böyle hallerde çocuğun sesli emir ve sorulara davranışsal cevabı değerlendirilir. Örneğin bir sürü oyuncak içinden arabayı ayırtedip bize getiren çocuğun işitmesi normal sınırlardadır. Bu konu 7233 defa okunmuştur.
Siz de bu konu ile ilgili soru sormak isterseniz; lütfen Yorum veya Sorunuz sekmesindeki formu doldurup gönderiniz. Yazılan yorum, şikayet veya sorular konu altında yayınlanacak olup siteyi ziyaret eden herkes tarafından okunabilecektir. Buraya yazan herkes bu şartı peşinen kabul etmiş sayılır. |
YORUM VE SORULAR
ÖNEMLİ LİNKLER
GALERİ |
|||||||||||||||||
www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::.. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi
|