| |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
ARAMAEN ÇOK OKUNANLAR
YENİ EKLENENLERİSTATİSTİKLER13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 4081337 defa okunmuş, 1145 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır. |
AKUT SİNÜZİT21.Ocak.2008, 10:59 Prof.Dr.Bülent TOPUZ Burun boşluğunun etrafında bulunan diğer boşluklara paranasal sinüsler denir. Sinüsler birer kanalla burun içine açılırlar. Sinüs boşluklarını döşeyen mukozanın akut bakteriyel iltihabına sinüzit denir. AKUT SİNÜZİT Burun boşluğunun etrafında bulunan diğer boşluklara paranasal sinüsler denir. Sinüsler birer kanalla burun içine açılırlar. Sinüs boşluklarını döşeyen mukozanın akut bakteriyel iltihabına sinüzit denir. Sinüsleri döşeyen mukoza burundaki mukozanın devamı olduğundan, burnu etkileyen her türlü iltihabi gelişim sinüsleri de etkiler. Genellikle soğuk algınlığı vb. yangılar sonucu mukozada hasar oluşur. Burnun temizleme mekanizması bozulur. Temizlenemeyen sinüslerde sekresyon birikmeye başlar. Biriken sekresyon ortamında bakteriler kolayca ürer ve bakteriyel sinüzit meydana gelir. Sinüzite neden olabilecek diğer etyolojik faktörler allerjik rinit, diş kökü enfeksiyonları, dalma ve yüzme esnasında sinüs içine mikroplu su alınması, deviasyon, yabancı cisim, nazal polipler olarak sıralanabilir. Sinüs kanalları tıkanınca, önceleri sinüsdeki havanın emilmesine bağlı negatif basınç ağrısı oluşur. Daha sonra ise sekresyon artışı sinüs duvarına basınç yapar ve dolgunluk hissi ile beraber ağrı oluşur. Ağrı ön sinüs grubunda yüz bölgesindedir ve öne eğilmekle artış gösterir. Ağrı göz ve diş ağrısı şeklinde ortaya çıkabilir. İltihabın sinüs dışına yayılarak sellülit oluşturması nadir değildir. Bu durumda özellikle göz çevresindeki cilt dokunmakla hassas ve ağrılıdır. Arka sinüs grubunda ise ağrı göz arkasına, kafa çevresine yansıyabilir. Ağrı kesicilere cevap iyidir, ancak etki süresi geçer geçmez ağrı tekrarlar. Ağrı sarsıntı yapan bir araca binmekle artar. Kanalları açık olan sinüslerde ağrı ya hafiftir ya da hiç yoktur. Bu hastalarda pürülan burun sekresyonu vardır. Bazen iyi ışık düşürülmesine rağmen bu pürülansı burun içinde göremeyebiliriz. Ağızdan muayene ile boğazda bir miktar geniz akıntısı görülebilir. Akıntının rengi ve kıvamı önemli olduğundan hastaların burun temizliği yapmadan doktora gelmesi tercih edilir. Sarı-yeşil renk bakteriyel enfeksiyon lehinedir. Enfeksiyon burun tıkanıklığı yapar. Burun tıkanıklığında burun eti şişmesi ön plandadır. Hasta bunu sekresyon zannedip atmaya çalıştıkca başarısız olacaktır. Klasik paranazal sinüs grafileri akut sinüzit halini tespit edemeyebilir. Düz grafiler her 10 hastadan üçünde hastalığı ortaya koyamayabilir. Bilgisayarlı tomografi, sinüziti net olarak ortaya koymanın yanısıra, patolojiye neden olan anatomik bozuklukları da gösterebilir. Ancak yüksek maliyet nedeniyle bu tetkikin rutinde kullanılması doğru değildir. Son yıllarda endoskopik tanı yöntemlerinin kullanıma sokulması ile kesin teşhislerin konulması mümkün hale gelmiştir. Tedavi: Öncelikle en az 10 günlük antibiyotik tedavisi denenir. Ağrı kesici ağrı olduğu sürece kullanılır. Burun tıkanıklığı yoksa burun açıcı damla kullanımına gerek yoktur. Tıkanıklık varsa burun damlası kısa süreli 2 gün kadar kullanılabilir. Ayakta kullanılan lokal dekonjestanlar doğrudan genize gidebilir. Burun mukozası ile yaygın teması sağlayabilmek için, sırtüstü yatar pozisyonda ve baş yatak kenarından hafifçe sarkmış olarak kullanmakta yarar vardır. Allerjik bir zemin yoksa antihistaminik kullanmaya gerek yoktur. Grafide opasite tespit edilerek konulan teşhisler, tedavi sonrası tekrar grafi ile kontrol edilmelidir. Hasta tedavi edilemiyorsa ve hatta hasta kendini iyi hissetmesine rağmen opasite geçmiyorsa ileri tetkik gerekebilir. Altından tümöral bir patoloji çıkabilir. Yalnız burada daha önce sinüs cerrahisi geçirmiş olan hastaların düz grafilerinin opak çıkacağı unutulmamalıdır. Septum deviasyonu, nazal polipozis, alerjik rinit, burunda yabancı cisim gibi burun temizliğini engelleyici faktörlere bağlı sinuzitler tedaviye inatçıdır ve sık nükseder. Bunların kronikleşmesini engellemek için, bu faktörlerin erkenden düzeltilmesinde fayda vardır. Bu konu 16030 defa okunmuştur.
Siz de bu konu ile ilgili soru sormak isterseniz; lütfen Yorum veya Sorunuz sekmesindeki formu doldurup gönderiniz. Yazılan yorum, şikayet veya sorular konu altında yayınlanacak olup siteyi ziyaret eden herkes tarafından okunabilecektir. Buraya yazan herkes bu şartı peşinen kabul etmiş sayılır. |
YORUM VE SORULAR
ÖNEMLİ LİNKLER
GALERİ |
|||||||||||||||||
www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::.. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi
|