| |||||||||||||||
| |||||||||||||||
ARAMAEN ÇOK OKUNANLAR
YENİ EKLENENLERİSTATİSTİKLER13 kategori altında, toplam 400 konu bulunmaktadır. Bu konular toplam 3396817 defa okunmuş, 1142 rahatsızlık şikayeti veya yorum yazılmıştır. |
CERRAHPAŞA VE ÇAPA İFLAS ETTİ Mİ? (10 Ağustos 2015)
Bilim yapması, eğitim vermesi gereken bu kurumların en büyük meşguliyetleri ve sorunları mali konulardır. Bilim, akademisyenlerin yükselme şartlarının bir gereği olarak kişisel dosyaların doldurulmasına indirgenirken, eğitim faaliyetleri rutine bağlanmıştır. Cerrahpaşa mezunuyum, Çapa ihtisaslıyım. Bu iki kurumu biraz bilirim ve ilgili haberler de beni çeker. Son günlerde bu iki hastane mali yapılarındaki bozukluk ile gündemdeler ve iflas edip etmedikleri konuşuluyor. Eğer tedarikçi firmalara olan borçların zamanında ödenememesi açısından bakacak olursak bu tespit doğrudur. Ancak kriterimiz firma borçları olur ise, Türkiye’de halen iflas etmemiş ise de etmeyecek bir hastane işletmesi tanımıyorum. Bunu sekiz yıl süre ile işletme müdürlüğü yapmış biri olarak söylüyorum. Bir milyon lira bütçe ve bir milyon lira borç ile devraldığımız işletmeyi sekiz yıl sonra altı milyon nakit ve günü gelmiş 1 TL borcu olmayan bir işletme olarak bırakmıştık. Sonraki bir dönem içinde geliri iki kat arttığı halde işletme tekrar borçlu duruma düştü. Üzerinden ikinci bir dönem daha geçti ve geliri devrettiğimiz zamana göre dört kata yakın arttığı halde firma ödemeleri düzelmedi. Firma borçlarının zamanında ödenmesi önemlidir, aksi takdirde bir kısır döngüye girilir. Tedarik maliyetleriniz artar ve mali yapınız sürekli bozulur. Neden böyle oluyor? Birincisi rektörlük seçimlerine bağımlı olarak ekip, bu arada işletme müdürü değişiyor. Ben dahil hemen her zaman işletmenin başına hayatında bakkal dükkanı işletmemiş hekimler geliyor. İşin ne olduğunu orada öğreniyorlar. Yapılan hataların ne müdüre, ne altında çalışana ve ne de üst yöneticiye hiçbir maliyeti olmuyor. Verilen sağlık hizmetinin vazgeçilemez ve ikame edilemez niteliği gereği sorunlar halının altına süpürülüp ötelenebiliyor. İkinci en büyük sorun taşeronlar vasıtası ile yapılan istihdamın şişirilmesi. Rektörlük seçimlerinde eş, dost, akrabanın istihdamı ile ilgili pazarlıkların şahidiyim ben. Fazla eleman fazla iş üretmek değildir, verimlilik kavramından haberdar mıyız? emin değilim. Kişisel gözlemim gelir rakamlarının yöneticileri aldattığı yönündedir. Gelir ne kadar artarsa, gelir getirici işlere bağımlı olarak gider artar. Yöneticiler giderler üzerine odaklanmalıdır. Yani verimlilik esas olmalıdır. Performans sistemi gider artırıcı bir sistemdir. Yapılan işlem sayısına, yani sayısal verilere endeksli, yani ciro bağımlı bir sağlık sistemi yanlıştır. Niteliksiz nicelik üzerine kurulu bu sistem sürdürülebilir değildir. Verimlilik esaslı bir katkı payı dağıtımı yapılması gerekir. Temel katkı payları, çalışanların maaşlarının üzerinde olmamalıdır. Örneğin bir hekime on bin TL gelir uygun görülüyorsa, bunun üçte ikisinin maaş olması gerekir. Bir dönem, öğretim üyelerinin özel hasta bakmasının kaldırılması üniversiteleri dinamitlemiştir. Bunun yanlış olduğu görülmüş ve geri dönülmüştür, ancak pek çok değerli öğretim üyesi kendisine yeni bir yaşam biçimi kurduğundan, üniversitelere geri dönmemişlerdir. Bu beceriye endeksli yüksek gelir sahibi hekimlerin hastanelere sağladığı sıcak para çarkın dönmesini sağlayan önemli bir girdi idi. Her ne kadar özerkliğin bir gereği olarak üniversiteler kendi kendilerini yönetmek istiyorlarsa da, mali açıdan yönetemedikleri bir gerçek. Beceriksiz olduklarından değil, işin doğasına aykırı olduğundan bu böyle. Bilim yapması, eğitim vermesi gereken bu kurumların en büyük meşguliyetleri ve sorunları mali konulardır. Bilim, akademisyenlerin yükselme şartlarının bir gereği olarak kişisel dosyaların doldurulmasına indirgenirken, eğitim faaliyetleri rutine bağlanmıştır. Sağlıkta dönüşüm programı hekime ve sağlık hizmetine ulaşılabilirliği kolaylaştırmış, vatandaş tarafından takdir görmüş, gerekli bir politika idi. Ancak öğretim üyelerinin üniversite içinde mesai dışı özel çalışabilmelerini engelleyen popülist yaklaşımlar üniversitelerde telafisi imkansız yaralar açmıştır.
Bu konu 4205 defa okunmuştur.
Siz de bu konu ile ilgili soru sormak isterseniz; lütfen Yorum veya Sorunuz sekmesindeki formu doldurup gönderiniz. Yazılan yorum, şikayet veya sorular konu altında yayınlanacak olup siteyi ziyaret eden herkes tarafından okunabilecektir. Buraya yazan herkes bu şartı peşinen kabul etmiş sayılır. |
YORUM VE SORULAR
ÖNEMLİ LİNKLER
GALERİ |
|||||||||||||
www.bulenttopuz.com 2007 ..:: KBB Hastalıkları Bilgilendirme Portalı ::.. Altyapı: MyDesign Haber Sistemi
|