İTHAL ET YENİDEN (17 Ağustos 2015)


Açıklama: asıl olan yatırım yapmak, üretimi artırmak, mal ve hizmet sunumunu bollaştırmaktır. Üretim hem fiyat istikrarını sağlar, hem de istihdama sürdürebilir katkı sağlar.
Kategori: HAFTALIK GAZETE YAZILARIM
Eklenme Tarihi: 20.Eylül.2015
Geçerli Tarih: 29.Mart.2024, 10:44
Site: Prof.Dr.Bülent TOPUZ
URL: http://bulenttopuz.com/yazar.asp?yaziID=347


Hükümetlerin temel politikalarından biri fiyat istikrarı, yani enflasyonun düşük tutulmasıdır. Bunun için mal ve hizmetlerin ucuza üretilmesi gerekir. Ucuz üretim için ya üretici ve işçi maliyetlerinin düşük tutulması ya da yasal sınır olan sekiz saatin üzerinde çalıştırılması gerekir. Buna rağmen mal ve hizmetlerin fiyatı yüksek olursa ithalat yoluna gidilir. Bunun için döviz gerekir. Dövizin yok ise borç alırsın. Borç yiyen kesesinden yer, bir gün gelir fazlası ile ödemek zorunda kalırsın. Hükümetlerin temel politikalarından bir diğeri istihdam sağlamaktır. İstihdam ancak büyüme ile sağlanır. Büyüme yatırım ve harcama gerektirir. Doğru olan yatırım yapmaktır, ama hükümetlerin kısa vadede sonuç elde etmek için başvurdukları yöntem tüketimi teşvik etmektir. Bunun için tüketici kredilerine ulaşılması kolaylaştırılır. Tüketim hem gayrisafi milli hasılayı, yani ciroyu artırır, hem de akaryakıt, tütün, alkol, temel ve dayanıklı ihtiyaç maddelerinin tüketiminden ve ithalattan hatırı sayılır vergi alınır. Vergilerle köprü, duble yol, havaalanı yapılır, istihdam artırılır. Tüketici kredileri de borçlanmayı sürekli artıran bir süreçtir ve sürdürülebilir değildir. Sonuç olarak demem o ki, asıl olan yatırım yapmak, üretimi artırmak, mal ve hizmet sunumunu bollaştırmaktır. Üretim hem fiyat istikrarını sağlar, hem de istihdama sürdürebilir katkı sağlar. Şimdi gelelim somut örneğimize… Et fiyatları artıyor. Bu artışın iki nedeni var. Birincisi maliyet, yani yem fiyatlarının yüksek olması, ikincisi piyasaya yeterince et arz edilememesi. Hayvan üretimi; yeminden bakıcısına, kesiminden nakliyesine, işlenmesinden pazarlanmasına tamamına yakını yurt içi üretime ve tüketime bağımlıdır ve bu zincirin her halkasında artı değerin çoğu yurt içinde kalır. Yani ete kaç para verilirse verilsin para yurt içinde kalır. O halde ithalat niye… Ben Türkiye ortalamasının üzerinde bir gelir düzeyine sahip bir aileyim. Etin kaç para olduğu ile ilgili değilim. Et, şimdiki fiyatının üzerine on lira daha koysa benim evime giren et azalmaz, on lira eksik olsa artmaz. Nitekim veriler bize et fiyatlarındaki artışın tüketimi azaltmadığını söylüyor. Fiyat bu halde iken de evine et girmeyen aileler var. O halde bu ithalat kimin için. İthalat olmaz ise benim ödeyeceğim fazla para besicilere helal olsun. Hükümet dar gelirlilere ayrı bir çare bulsun. Artık kupon mu verir, aylık bir kilo et parası kadar zam mı yapar, yoksa besiciye kesim başına verdiği pirimi mi artırır onu bilemem, ama paranın besicinin cebine girmesini sağlasın. Üreticinin kazanma hevesini kırmasın. Hevesi kırılan tekrar sektöre dönmüyor. Bu kendi ayağına sıkmak gibi bir şey. Et strateji bir üründür. Dünya böyle giderse et ithal edecek ülke de bulamayabiliriz, o güne hazır olmak lazım…