Hekime Şiddetin Anlamı (26.Mart.2012)


Açıklama: Hekime Şiddetin Anlamı
Kategori: HAFTALIK GAZETE YAZILARIM
Eklenme Tarihi: 26.Mart.2012
Geçerli Tarih: 28.Mart.2024, 22:53
Site: Prof.Dr.Bülent TOPUZ
URL: http://bulenttopuz.com/yazar.asp?yaziID=166


HEKİME ŞİDDETİN ANLAMI
Çocukluğumuz büyüklerimizden arada bir tokat yemekle geçti. Şiddet yaşamın doğal bir parçası idi. Ne gocunduk ne şikayet ettik. Türkiye ölçülerine göre hesap edilen ömrün üçte ikisini doldurduğum süreye ne değişimler sığdı. Artık bırakın tokadı, yüksek sesin bile şiddet unsuru sayıldığı bir dünyada yaşıyoruz.
Tıp fakültesinde okuduğum yıllarda arkadaşlarım ve büyüklerim, bana hekimlerden şikayet eder, “sen de onlar gibi olma” derlerdi. Hele bir arkadaşım “sen de aynı olursun, farklı olması imkansız” derdi. Şikayetin nedeni hekimlerin buyurgan, az konuşan ve bağıran tarzı, yani bugünün tanımı ile uyguladıkları şiddet idi. Ben anlatılanlar gibi olmayacağım diye kendimi şartlayarak ve umarak hekim diplomasını aldım. KBB kliniğinde başladığım hekimlik hayatımın diğer hekimlere benzemesi için iki aylık süre yetti. Kendimce suçluyu buldum! Bütün kabahat üstümdeki beyaz önlükte idi. Onu giyen başka bir dünyanın insanı oluyordu. Sanmayın bu durum bizim topluma has bir durumdur. İki ay kadar Almanya’daki bir klinikte misafir öğrenci olarak bulunmuştum. Alman vatandaşı hekim için “halb god im weiss” yani “beyazın içindeki yarı tanrı” tabirini kullanır.
İlerleyen yıllar bana hekim tavrının, sistemin/sistemsizliğin bir sonucu olduğunu gösterdi. Sağlık hizmetleri üçlü saç ayağı gibidir. Birinci ayak altyapı, yani cihaz donanımı ve uygun çalışma ortamı, ikinci ayak yeterli yardımcı sağlık personeli, üçüncü ayak ise hekim. Bunların ilk ikisi eksik iken üçüncüsünden, yani hekimden kaliteli hizmet beklemek doğru değildi. 1980 yılında çıkarılan mecburi hizmet yasası ile yolu bile olmayan kasabalara doktor tayin edildi. Bu şekilde sağlık hizmeti götürülebildiğine göre; yanına birer de mühendis atayıp sanayi de götürmeyi nedense kimse akıl etmedi.
Toplumsal değişimin hekim dünyasına yansımaması imkansız. Günümüzde saç ayağının eksik olan diğer iki ayağı güçlendirildi. Bu gelişmeye bağlı olarak, şimdi hekimler daha sabırlı, daha saygılı, daha güler yüzlü. Buna paralel olarak sağlık hizmetlerinin kalitesi arttı. Toplumumuzda ise şiddet kavramının değişen niteliği konusunda farkındalık oluştu. Ancak işler bu defa tersine döndü, hastalar hekimi taciz eder oldular. Neden acaba? Sağlık hizmeti beklediğiniz, bir başka tanımla canınızı emanet ettiğiniz bir insana sözlü tacizde bulunmak, bununla yetinmeyip kaba kuvvet uygulayacak cesaret nereden geliyor. Hekimlerin bini bir para mı? Bu olmaz ise öteki mi?
Sağlık hizmeti bekleyenlerin gözden kaçırmamaları gereken çok önemli bir konu var. Şiddet gören ya da şiddet görme ihtimalini göz önünde bulunduran bir hekim risk almaz. Unutmayın hekimler branşları ne olursa olsun, biraz psikoloji de okumuşlukları ve bildikleri vardır. Şiddet eğilimli hastayı fark ederler. Eskiden bu sorun değildi. Hekim bir otorite idi, şiddet eğilimli de olsa hasta ona boyun eğmek zorunda idi. Hekim sadece işine odaklanırdı. Öyle ki örneğin bademcik ameliyatı sonrası kanaması olan ve muayene/müdahale edilebilmesi için ağzını açmayan çocukların babasının yanında tokat yediğine şahit olmuşumdur. Bu hasta iyiliği için olağan karşılanan bir durumdu.
Günümüzde hekimlerin sadece işine değil hasta ve yakınlarına da odaklanmaları gerekiyor. Ortada bir şiddet riski var ise, hemen o hastadan kurtulmak gerekir. Tedavi mi dediniz? İşin o kısmını sonra bir başkası yapıversin. Önce can sonra hasta…
Geçen hafta içinde; üniversitemiz ortopedi kliniğinde hekim arkadaşımızın, hizmet verdiği hasta tarafından darp edilmesini şiddetle kınıyorum. Son yıllarda sağlık çalışanlarına karşı artan şiddet olayları ile ilgili olarak yetkililerin kendilerini sorgulamalarını ve gerekli önlemleri almalarını diliyorum.